Azerbaycan'da zaman zaman benzer kurumların birleştirilmesi yönünde ilgili adımlar atılmıştır. Halihazırda birleştirilmesi mümkün görülen kurumlar arasında TƏBİB ve Sağlık Bakanlığı'nın adı geçmektedir. Bunu da her iki kurumun neredeyse benzer fonksiyonu yerine getirmesiyle temellendirmektedirler. İddialara göre, benzer fonksiyonları iki kurumun icra etmesi aynı zamanda ek bürokratik maliyetlere neden olmaktadır.
Modern.az'a yaptığı açıklamada Milli Meclis Sağlık Komitesi üyesi Melahat İbrahimkızı, ülkemizde son yıllarda tüm alanlarda olduğu gibi, sağlık sisteminde de ciddi reformlar yapıldığını belirtmiştir:
“Takdire şayan bir durumdur ki, kısa süre içerisinde bu reformlar çerçevesinde halka sunulan tıbbi hizmetin kalitesinde ve operasyonelliğinde büyük başarılara imza atılmıştır. Genel olarak, şöyle bir kavram vardır: “En iyi tıbbi hizmet”. Sağlık Bakanlığı ile TƏBİB'in görevleri ve rolleri aynı değildir. Her ülkede Sağlık Bakanlığı'nın temel fonksiyonu devletin sağlık politikasını uygulamaktır. Bu anlamda Sağlık Bakanlığı, temel fonksiyonu olarak bu politikanın başarıyla uygulanmasından, daha doğrusu, devlet başkanının emir ve fermanlarının, yasama organlarının kabul ettiği yasaların, Bakanlar Kurulu'nun kararları, programları ve stratejilerinin doğru ve düzgün bir şekilde uygulanmasından doğrudan sorumludur. Aynı zamanda ülkede tıp kadrolarının yetiştirilmesi, faaliyette olan tıp çalışanlarının modern tıp biliminin başarıları ve gereklilikleri temelinde periyodik olarak geliştirilmesi, tıp kurumlarının uluslararası standartlara uyumunun sağlanması da Sağlık Bakanlığı'nın en temel görevlerindendir.
Bugün herkesçe bilinen ülkemizin ücra bölgelerinde tıp kadrolarının yetersizliği sorununun çözüm yolları da Sağlık Bakanlığı tarafından bulunmalıdır. Sağlık Bakanlığı aynı zamanda denetleyici bir organdır. Yani devletin sağlık politikasının tıp kurumları tarafından uygulanmasını denetleyen merkezi yürütme organıdır.
TƏBİB ise uygulayıcı bir kurumdur. Dünya tecrübesi göstermektedir ki, yürütme fonksiyonu ile denetim fonksiyonu bir kurumun yetkisinde toplandığında daha fazla sorun ortaya çıkar. TƏBİB, Sağlık Bakanlığı tarafından metodik tavsiyeler, protokoller ve kurallar temelinde tıbbi hizmet sunmaktadır. Oysa ülkede bununla ilgili yeterince eksiklikler mevcuttur. Ben uzmanlık alanı doktor olarak ve uzun yıllar Sağlık Komitesi üyesi olarak söyleyebilirim ki, bugün tüm ilerici ülkelerde tıp hizmeti protokoller ve normatifler temelinde işlese de, henüz ülkemizin sağlık kurumlarında bu alanda boşluklar vardır. Birleşik kayıtların hazırlanması henüz tamamlanmamıştır. Bu ya yoktur ya da tam değildir. Ülkemizde faaliyet gösteren devlet ve özel sağlık ocaklarına denetim henüz yeterli değildir. Özel sağlık ocaklarında sertifikasız tıp kadroları faaliyet göstermektedir.
TƏBİB'in temel görevi, devletimizin mevcut sağlık politikası temelinde halka yüksek tıbbi hizmet sunmaktır. Yüksek tıbbi hizmetin sunulmasına engel olan sorunları tespit etmek ve bu sorunların çözümü için Sağlık Bakanlığı'na, aynı zamanda ilgili üst kurumlara başvurmaktır. Uygulayıcı bir kurum olarak pratik faaliyette ve mevzuatta mevcut olan boşlukların zamanında giderilmesi için girişimlerde bulunmaktır.
Zorunlu Sağlık Sigortası Kurumu ile şeffaf ve hesap verebilir bir işbirliği oluşturmaktır. Şüphesiz ki, TƏBİB ülkede yeni bir kurumdur ve herkesin beklentisi de çoktur. TƏBİB, kendisine bağlı tıp kurumlarının daha verimli ve esnek çalışmasından doğrudan sorumludur”.
M. İbrahimkızı, ülkede başarılı reformların uygulandığı bir dönemde, basında veya kamuoyunda TƏBİB'in faaliyetlerine gölge düşürmenin hiçbir dayanağı olmadığını vurgulamıştır:
“Genel olarak, birçok ülkede tıbbi hizmeti yürüten TƏBİB gibi kurumların bağımsız faaliyeti kendini daha çok doğrulamaktadır. Mantıksal olarak da hizmeti yürüten ile hizmeti denetleyen organ bir kurumda olduğunda kalitede sorunlar da daha fazla olur. Adalet namına itiraf etmeliyiz ki, bu iki kurumun faaliyeti sayesinde yeterince başarılar elde edilmiştir”.
Milli Meclis Sağlık Komitesi'nin diğer üyesi Müşfik Memmedli, bu konuların üst düzey yürütme organlarının öncelikli konusu olduğunu belirtmiştir:
“Azerbaycan Anayasası'na göre, ülke lideri tarafından reformların hangi biçimde yapılacağı belirlenmiştir. Bu nedenle, bizim buna yorum yapmamız doğru değildir. Genel bağlamda söyleyebiliriz ki, reformlar devam etmekte ve devlet organlarının her birinde optimizasyon yapılmaktadır. Bu optimizasyon, daha esnek ve etkili bir yönetimi sağlamayı amaçlamaktadır. Doğal olarak, tüm alanlarda - sağlıkta, eğitimde, aynı zamanda yerel yürütme organlarında bu yönde belirli adımlar planlanmakta ve uygulanmaktadır”.
Milletvekili, son yıllarda, özellikle Karabağ Zaferi'nden sonra reformların daha yoğun ve sürekli devam ettiğini belirtmiştir:
“Diğer tüm organlarda - yerel yürütme, eğitim ve sağlıkta bu yönde adımları gözlemliyoruz. Burada da gerektiği zaman üst düzey yürütme organının liderleri adımlar atmaktadır. Somut olarak hangi kuruluşun diğeriyle nasıl birleşeceği sürecini yürüten üst yönetimdir”.