Faktyoxla "Milli Şura" üyesi Gültəkin Hacıbəyli gözaltına alındıktan sonra Türkiye'de ve Avrupa'da onu destekleyen bir grup gücün kimliğini araştırdı.
1. Gültəkin Hacıbəyli'nin gözaltına alınmasıyla ilgili haberi yayımlayan sitelerden ilk dikkatimizi çeken “aktifhaber” adlı site oldu.

Araştırmalarımız sırasında, bu sitenin kurucusunun Almanya'da yaşayan FETÖ'cü gazeteci Cevheri Güven olduğunu belirledik.

Bu ekran görüntüleri, sitenin kökeni ve yönü hakkında Türk medyasında yayımlanan haberlerden alınmıştır:


Şunu belirtmek gerekir ki, bu site, Cevheri Güven'in Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) yaptıkları başvuruları reddedilen FETÖ mensupları tarafından 2020 yılında Belçika'da kurulmuş “Türkiye tribunalı” adlı sözde “mahkeme”nin sitesinde “medya alanında zarar gören” olarak sunulmaktadır. Bunun yanı sıra, “aktifhaber” sitesinin adı “Türkiye tribunalı” portalının “medya” bölümünde diğer “FETÖ'cü sitelerle” birlikte geçmektedir.

“Aktifhaber”in Azerbaycan ile ilgili yayımladığı tüm haberlerde önyargı ve karalama kendini açıkça göstermektedir.
Örneğin, ‘‘Azerbaycan polisi, ODTÜ'de eğitim alan muhalif öğrenciyi Ankara'nın merkezinde kaçırdı’’ haberinde site Azerbaycan'a iftira atmaktan çekinmiyor, ‘’Azerbaycanlı avukatlar ikinci aşama için geldiler: iç işlerinize karışmak gibi olmasın, ancak…’’ haberinde ise Azerbaycan, Türkiye'de yapılan seçimlere müdahale etmekle suçlanıyor. Kendisini insan hakları savunucusu olarak tanıtan Azerbaycanlı hukukçu İntiqam Əliyev'den alınan röportajın başlığına “Türkiye “güçlü devlet” masalının bedelini ödeyecek” cümlesini koyarak Türkiye-Azerbaycan ilişkilerini bozmaya çalışılmaktadır.
Bu sitede Ermeniler ve Ermenistan ile ilgili tamamen farklı bir yaklaşım görüyoruz. Azerbaycan ile ilgili haberlerde saldırganlık, önyargı ve karalamaya öncelik veren “aktifhaber” Ermenilere karşı tam tersi bir tepki, daha doğrusu özel bir sempati sergilemektedir. Örneğin, ‘‘Ermeni kilisesi kütüphaneye çevrildi! Her insanın ibadet etme hakkı var, sonra sizi lanetlemesinler’’ haberinde manipülatif bilgi ile birlikte, Ermenilere karşı sempati ve sevgi açıkça hissettirilmektedir.

Neden “manipülatif bilgi” diyoruz?! Çünkü araştırmalarımız sırasında bu kilisenin Süryani kilisesi olarak kaydedildiğini belirledik ve kilisenin Ermeni kilisesi olduğuna dair herhangi bir tarihi bulguya rastlamadık.

Her yıl “24 Nisan” sözde “Ermeni soykırımı” gününde ‘‘106 yıldır gerçeklerle yüzleşme yok: “Ermeni soykırımı nedir, neler yaşandı?’’ tarzı yazılara öncelik veren bu sitenin Gültəkin Hacıbəyli'ye destek vermesinin nedenini anlamak o kadar da zor olmamalıdır.

2. Gültəkin Hacıbəyli'nin gözaltına alınması meselesiyle ilgili aktiflik sergileyenlerden biri de “MGTV” “youtube” kanalının sahibi, kendisini gazeteci ve siyasi uzman olarak tanıtan Mustafa Gürbüz'dür.
O, kendi “X” hesabında “Azerbaycanlı muhalif siyasetçiden Türkiye yetkililerine çağrı" ve Azerbaycan'a karşı önyargılı duruşuyla öne çıkan Hasan Oktay'ın liderliğini yaptığı "Kafkassam" (Kafkas Stratejik Araştırmalar Merkezi) sitesine atıfta bulunarak “Gültəkin Hacıbəyli: "İstanbul'daki Arnavutköy deportasyon merkezinde tutuluyorum" şeklinde iki paylaşım yaptı. Mustafa Gürbüz'ün Gültəkin Hacıbəyli'yi sık sık kanalındaki programlara konuk olarak davet ettiği de bilinmektedir.

10 Mayıs 2025 tarihinde Mustafa Gürbüz, Gültəkin Hacıbəyli ile çektirdiği fotoğrafı paylaştı ve aşağıdaki cümleleri yazdı: ‘’MGTV'de bazen programlarımıza konuk olarak davet ettiğimiz, Azerbaycan'ın önemli siyasetçilerinden, “Milli Şura”nın üyesi ve eski milletvekili, değerli Gültəkin Hacıbəyli ile ilk kez yüz yüze geldik. Türk Dünyası ile ilgili oldukça faydalı tartışmalarımız oldu. İnşallah bundan sonraki dönemde Gültəkin Hanım gibi aydınlarımızı daha aktif görevlerde görme imkanımız olur’’.

Mustafa Gürbüz'ün babası Ali Gürbüz'ün Türkiye'de 1970-80'li yıllarda faaliyet göstermiş aktif “nurcu” gazetecilerden biri olduğunu göz önüne alırsak, o zaman onun Gültəkin Hacıbəyli konusuna "hassas" yaklaşmasının nedenlerinden birini anlamamıza yardımcı olacaktır.

3. Azerbaycan ile ilgili olumsuz imaj yaratma konusunda uzmanlaşan “DEM” Partisi'nden milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu da Gültəkin Hacıbəyli'ye destek verenler arasında yerini almıştır. Ö.F.Gergerlioğlu, kendi “X” ve “Facebook” sayfalarında G.Hacıbəyli ile ilgili durumlar paylaştı: “Azerbaycanlı muhalif siyasetçi Gültəkin Hacıbəyli İstanbul'da gözaltına alındı. 10 yıl boyunca AİHM'de Azerbaycan'ı temsil eden milletvekilini muhalif olduğu için ve kanunsuz bir şekilde Türkiye'den sınır dışı edemezsiniz!”.
Ömer Faruk Gergerlioğlu, paylaşımına Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı'nı ve Göç İdaresi'ni “etiketlemiştir”.

Bir gün sonra Gergerlioğlu, Gültəkin Hacıbəyli'nin İstanbul'da gözaltına alınıp “G-82” kodu (“Milli güvenlik açısından tehlikeli görülen yabancı vatandaşlara giriş yasağı”) ile sınır dışı edilmesi meselesini Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde dile getirdi.
Peki, merak konusu, Gültəkin Hacıbəyli'yi savunan güruh ile Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun ne alakası var?!…
Aslında, Ö. F. Gergerlioğlu'nun FETÖ ile bağlantıları, süreçleri takip edenler için bir yenilik sayılmaz. Örneğin, 2020 yılında ülkeden kaçan FETÖ'cüler çevrimiçi toplantılar düzenlediğinde, bu kişi de o toplantılara katılmıştır.

İddialarımızı doğrulayan diğer bir gerçeği “Gerçek Hayat” sitesinin haber başlığında görmek mümkündür:

2021 yılında Gergerlioğlu'nun “milletvekili” sıfatı elinden alındığında, ona kimlerin destek verdiğine dikkat edersek birçok konuya açıklık getirmiş oluruz. O dönemde Gergerlioğlu'na ülkeden kaçarak yurt dışına sığınan FETÖ'cülerden Tarık Toros, Ahmet Dönmez, Akın İpek, Emre Uslu, Said Sefa, PKK imamı Bahattin Karataş, ABD'deki eski “imam”lardan İsmail Nazlı destek vermiştir.
FETÖ'cülerle ilişkilerini gizlemek için “insan hakları savunucusu” imajının arkasına saklanan bu kişinin sık sık Azerbaycan'a karşı asılsız ithamlarda bulunması hakkında defalarca “Faktyoxla”da yazılar yayımlanmıştır. Mevcut meseleyle ilgili Gergerlioğlu'nun gayretinin bir nedenini de Azerbaycan'a karşı nefret söyleminin yürütülmesi için eline ek bir “bahane düşmesi” ile ilişkilendirmek mümkündür.
4. Gültəkin Hacıbəyli meselesiyle ilgili Almanya'dan yönetilen “Schwarzwald Media” adlı medya kuruluşunun “X” hesabının da durum paylaştığı anlaşılmaktadır.

Medya kuruluşuyla ilgili yüzeysel bir arama yaptığımızda, bu “medya kuruluşu”nun sadece “X” hesabından ve aynı adlı “youtube” kanalından ibaret olduğu anlaşıldı.
Bu “youtube” kanalında videosu yayımlanan kişileri araştırdığımızda, bu kişilerin büyük çoğunluğunun FETÖ nedeniyle Türkiye'den kaçan ve hepsi, özellikle Bülent Korucu ve Adem Yavuz Arslan'ın FETÖ'nün medya kaynağı olan “tr724.com” sitesinde çalıştığını belirledik.

5. Gültəkin Hacıbəyli konusunda aktif olan medya kuruluşlarından biri de yine Almanya'da kurulmuş “Boldmedya” adlı sitedir. Bu medya kuruluşu da kendi “X” hesabında “Azerbaycan'ın eski milletvekili ve “Milli Şura”nın üyesi Gültəkin Hacıbəyli'nin gözaltına alındıktan hemen sonra Azerbaycan'a sınır dışı edildiğini” yazmıştır.

Bilgi için belirtelim ki, bu medya kuruluşu da sadece site ve “youtube” kanalından ibarettir. “Boldmedya”da Türkiye ve mevcut iktidar aleyhine yazılar yazan, videolar hazırlayan gazetecilerin neredeyse hepsi Türkiye tarafından aranmaktadır.

“Boldmedya”nın sitesinde ülkemizle ilgili haberlere dikkat ettiğimizde, “aktifhaber”de Azerbaycan ile ilgili yayımlanan haberlerin “Boldmedya”da da tekrar yayımlandığı anlaşıldı. Örneğin, ‘‘Azerbaycan polisi, muhalif öğrenciyi Ankara'nın merkezinde kaçırmış’’, “Azerbaycan manatı 8 lirayı geçti, Nahçıvanlılar Iğdır'a akın etti: burada paramız iyidir” ve benzeri haberler noktasına, virgülüne bile dokunulmadan hem “Boldmedya”da, hem de “aktifhaber”de yayımlanmıştır.

6. G. Hacıbəyli'nin gözaltına alınması meselesini gündemde tutanlardan biri de avukat Figen Çalıkuşu'dur. O, “Karar Haber”in Gültəkin Hacıbəyli ile ilgili paylaşımını tekrar paylaştı.

Şunu da belirtelim ki, “Gelecek” Partisi'nin genel başkanı Ahmet Davutoğlu'na yakınlığıyla bilinen “Karar” gazetesinin köşe yazarı olan Figen Çalıkuşu, FETÖ'cü gazeteciler Mehmet ve Ahmet Altan kardeşler ile Nazlı Ilıcak'ın avukatı olarak da tanınmaktadır.

FETÖ'ye yakınlığıyla bilinen gazeteci Can Dündar'ın kurduğu “Özgürüz” "youtube" kanalında yurt dışında saklanan gazeteci Erk Acarer ile birlikte “Refleks” adlı programı hazırlayan Figen Çalıkuşu, aynı zamanda “Bağımsız Gazeteciler Platformu Derneği”nin (Bağımsız Gazeteciler Derneği) avukatıdır. Söz konusu dernek ise her yıl merkezi ABD'de bulunan “Chrest Foundation” adlı fondan bağışlar ve hibeler almaktadır.

Tüm bu noktaları göz önüne alırsak, avukat Figen Çalıkuşu'nun Gültəkin Hacıbəyli'ye destek vermesini olağan dışı bir durum olarak görmemeliyiz. Yani süreç doğal akışında devam ediyor.
Meseleyle ilgili aktifliğiyle öne çıkan ve FETÖ ile belirli bağlantılarına dair şüpheler bulunan medya kuruluşlarından biri de "Karar” gazetesidir. Söz konusu gazetenin sitesinde "Azerbaycanlı siyasetçi Hacıbəyli'nin gözaltına alınması Meclis'in gündeminde: “G-82” tehdit kodu neye dayanıyor?!" başlıklı yazı yayımlanmıştır.

Gazetenin “X” hesabında "Azerbaycanlı siyasetçi Gültəkin Hacıbəyli'nin İstanbul'da gözaltına alındığı, “G-82” kodu ile sınır dışı edileceği” başlıklı bir paylaşım yapılmıştır.
Bu haberi hazırlayan gazeteci Feyza Nur Çalıkoğlu'nun adı Türkiye'de Azerbaycan ile ilgili haberleri takip edenler için tanıdıktır.
Bu gazeteci de “Karar” gazetesinde Azerbaycan ile ilgili sık sık asılsız ve önyargılı haberler hazırlayanlardandır. Örneğin, bir süre önce Azerbaycan'ın “Eurovision” şarkı yarışmasına katılımıyla ilgili Türkiye'de yayılan dezenformasyonda bu gazetecinin rolü olmuştur. Şöyle ki, Türk medyasında Azerbaycan'a karşı düzenlenen kampanyada yer alan medya kuruluşlarının birçoğu, Feyza Nur Çalıkoğlu'nun imzasıyla yayımlanan yazıya atıfta bulunmuştur.

Veya, "Filistin için 1000 Genç” grubunun başvurusu üzerine “Dünyanın 14 şehrinde Aliyev ve Erdoğan'ın İsrail'e yakıt gönderilmesine yönelik protestoların başlaması” ile ilgili haber de tam da bu gazetecinin kaleminin ürünüdür.

Ayrıca, "Gergerlioğlu Bakü'de Aliyev'e İsrail yüzünden protesto etti: Bakü-Ceyhan'dan İsrail'e yakıt gidemez" başlıklı habere imza atılmasa da, yazı tarzından Feyza Nur Çalıkoğlu'na ait olduğu açıkça sezilmektedir.

Bu kişinin Azerbaycan'a karşı nefreti öyle bir boyuttadır ki, o, Türkiye'de öğrencilerin protesto eylemine katıldığı için ülkeden sınır dışı edilen, Azerbaycan vatandaşı Nənəxanım Babazadə hakkında yazı hazırlamış ve N.Babazadə'nin Azerbaycan'dan ölüm tehditleri aldığına dair sahte bilgi yaymıştır.

Şunu da belirtelim ki, Feyza Nur Çalıkoğlu'nun adı sadece Azerbaycan ile ilgili dezenformasyonlarda geçmiyor. O, “deportasyon merkezleri” ile ilgili sahte bilgi yaydığı için ülkenin İçişleri Bakanlığı tarafından mahkemeye verilmiştir.
Sonuç
- Gültəkin Hacıbəyli'yi destekleyen medya kuruluşlarının ve sosyal medya hesaplarının FETÖ'cülere ait olması bir gerçektir;
- Bu kişiler, esasen Azerbaycan ve Türkiye aleyhine faaliyet göstermektedir;
- Verdikleri destek birçok karanlık meseleye açıklık getirmektedir.