Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na katılmak üzere ABD'ye bir ziyaret gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanının New York'taki programına Türk Evi'nde bir dizi ikili görüşme dahildir. Daha sonra Washington'a gidecek ve ABD Başkanı Donald Trump ile görüşecek.
Bu görüşün Ankara–Washington ilişkilerine ve Türkiye'nin Rusya ve Çin ile bağlantılarına nasıl etki edeceği dikkat merkezindedir.
Türkiye'den güvenlik uzmanı Yücel Karauz Modern.az'a yaptığı açıklamada belirtti ki, Türkiye-ABD ilişkileri tek bir görüşmeyle tamamen değişecek konular değildir:
“Türkiye'nin Çin ve Rusya ile diyaloğu, ŞİÖ ve BRICS ile ilişkileri tek bir görüşmeyle şeklini değiştirmez. Devlet Bahçeli'nin öne sürdüğü fikir de bununla ilgilidir. Türkiye sadece bir uluslararası güç merkeziyle değil, birkaç güç merkeziyle çalışmalıdır ve hiçbir güç bize dikte edemez. Trump döneminde hem ikili hem de NATO çerçevesinde işbirliği için yeni fırsatlar var. Telefon görüşmeleri zaten yapıldı, şimdi bu diyalog görüşmeyle sürdürülecek”.
Uzman ayrıca belirtti ki, ABD ile görüşmelerde ana gündem ekonomi ve savunma sanayii meseleleridir:
“Trump bir iş adamıdır, mesajlarında her zaman ekonomiyi ve ticareti ön plana çıkarır. Erdoğan da ABD'ye ziyareti arifesinde hem ekonomik hem de bölgesel meseleleri vurguladı. Türkiye'nin kendi askeri hava gücünü restore etmesi için F-16 Blok 70/72'lerin verilmesi, daha önce parasını ödediği F-35'lerin iadesi, S-400'ler nedeniyle uygulanan yaptırımların kaldırılması gibi konular masadadır. Buna ek olarak, Türk Hava Yolları ile Boeing arasında yeni bir sivil uçak anlaşması da beklenmektedir.”
Rusya ve Çin ile ilişkilerde keskin bir dönüş yok
Karauz, bu görüşmeden sonra Ankara'nın Rusya ve Çin politikasında ciddi bir değişiklik olmayacağını düşünmektedir:
“Türkiye'nin Suriye ve Irak'taki terör örgütlerine karşı tutumu da kısa vadede değişmeyecektir. Ana mesele diyaloğu sürdürmektir. Erdoğan ve Trump sorunları doğrudan tartışabiliyorlar, bu da zaten olumlu bir başlangıçtır. Yakın zamanda olumlu gelişmeler görebiliriz.”
Uzman ekledi ki, Türkiye hala NATO'nun 32 üyesinden biridir ve Batı ile uzun vadeli bir işbirliği geleneği mevcuttur, bu nedenle dış politikada keskin bir dönüş beklenmemektedir.
