28 Eylül'de Moldova'da düzenlenen parlamento seçimlerinin ilk sonuçları açıklandı.
Modern.az bildiriyor ki, Moldova Cumhurbaşkanı Maia Sandu'nun liderliğini yaptığı Eylem ve Dayanışma Partisi oyların %49,99'unu kazanarak seçimden galip çıktı.
Merkez Seçim Komisyonu'nun açıklamasına göre, oy pusulalarının %99,47'si sayılmış, seçmen katılımı ise %52 olarak gerçekleşmiştir.
Yeni parlamentte Sandu'nun partisiyle birlikte, muhalif Vatanseverler Bloku, Alternatif Blok, ayrıca Vasile Costiuc'un liderliğini yaptığı “Evde Demokrasi” ve Renato Usatîi'nin lideri olduğu “Bizim Parti” temsil edilecek.
Vatanseverler Bloku %24,28 oy alarak ikinci sırada yer aldı. Bu blokun temelini eski cumhurbaşkanları Igor Dodon'un Sosyalistler Partisi ve Vladimir Voronin'in Komünist Partisi oluşturmaktadır. Onlara ayrıca Gagavuzya'nın eski başkanı Irina Vlah'ın “Moldova'nın Kalbi” partisi ve eski başbakan Vasile Tarlev'in “Moldova'nın Geleceği” partisi katılmıştır. Siyasi tecrübeleri ve Moskova ile sıkı bağlarıyla tanınan bu liderlerin seçim kampanyası, Moldova'nın yeniden Rusya'ya yönelme ihtimalini güçlendiriyordu.
Sandu'nun partisi ise aksine, Batı yanlısı seçmenlerin ana adresi olarak Avrupa entegrasyonunu öncelik ilan etti. 2016 yılında kurulan PAS kısa sürede ülkenin en güçlü siyasi gücüne dönüştü. Özellikle yurt dışında yaşayan Moldovalılar bu partinin zaferinde belirleyici rol oynamaktadır. Diasporanın oyları, önceki cumhurbaşkanlığı ve referandum seçimlerinde olduğu gibi bu kez de iktidarın konumunu güçlendirdi.
Seçim kampanyası döneminde Avrupa Birliği'nin ve büyük devletlerin Sandu'ya açık desteği dikkatlerden kaçmadı. AB, önümüzdeki iki yıl için Moldova'ya 1,9 milyar avro fon ayırmış, ABD ise enerji güvenliği projelerine yüz milyonlarca dolar yatırım yapmıştır. Avrupalı liderlerin Kişinev'e ziyaretleri, Moldova-AB zirve toplantısı ve Romanya cumhurbaşkanının üyelik için somut bir tarih telaffuz etmesi seçimlerin önemini daha da artırdı.
Moldova parlamentosunun geçen yıl kabul ettiği ulusal güvenlik stratejisinde Rusya ilk kez resmi olarak ana tehdit olarak gösterilmiştir. Eğer seçimlerde Rusya yanlısı blok galip gelseydi, ülkenin dış politika rotası değişebilir, AB'ye entegrasyon süreci durdurulabilirdi. Bu ise hem Ukrayna hem de bir bütün olarak Avrupa için yeni tehditler yaratırdı. Özellikle Transdinyester bölgesindeki Rus askeri birliği göz önüne alındığında, Moldova'nın bir sıçrama tahtasına dönüşme ihtimali gerçekçiydi.
Uzmanlar diyor ki, Batı şimdilik Moldova'da galip gelmiş gibi görünüyor, ancak Rusya tehdidi savuşturulmuş değil...
Elnur Emirov