28 Eylül 2025 tarihinden itibaren BM Güvenlik Konseyi'nin İran'a karşı yaptırımları tamamen yeniden yürürlüğe girmiştir.
Bu karar, Avrupa'nın önde gelen devletleri olan Büyük Britanya, Almanya ve Fransa'nın girişimiyle Tahran'ın UAEK müfettişlerini nükleer tesislerine kabul etmeyi reddetmesine yanıt olarak alınmıştır. Böylece, 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşma çerçevesinde askıya alınan tüm kısıtlamalar (silah ambargosu, enerji ve finans alanında katı yasaklar, dış varlıkların dondurulması) yeniden yürürlüğe girmektedir.
Yaptırımların yeniden yürürlüğe girmesi en çok İran'ı etkilese de, bu karar Rusya'nın planlarını da zor duruma sokmuştur. Hatırlatmak gerekir ki, Moskova ve Tahran 2024 yılında ön anlaşmaya varmış, 2025 yılının başında ise Rus gazının İran topraklarına nakli konusunda bir anlaşma imzalamıştı. Bu gazın transit geçişi için ana güzergah olarak Azerbaycan öngörülüyordu.
Ancak şimdi uluslararası kısıtlamalar karşısında Azerbaycan'ın bu projede yer alıp almayacağı açık bir soru olarak kalmaktadır.
Modern.az'a yaptığı açıklamada eski diplomat Nesib Nesibli şunları belirtmiştir: Rus gazının Azerbaycan üzerinden İran'a taşınması, yaptırımların ülkemize de uygulanmasına neden olabilir:
“Rus gazının Azerbaycan üzerinden İran'a taşınması meselesi yeni değildir. Rusya ile mevcut gergin ilişkiler, Avrupa ve Batı ile normal ilişkilerin kurulması isteği koşullarında, bence, Rusya'nın bu yöndeki teklifleri hükümet tarafından kabul edilmeyecektir. Aksi takdirde yaptırımlar Azerbaycan'a da uygulanabilir. Azerbaycan çok zor bir duruma düşebilir”.
Eski diplomat, uluslararası ilişkilerin oldukça karmaşık olduğunu vurgulamıştır:
“Uluslararası ilişkilerde bilmediğimiz o kadar çok nüans var ki, bildiğimiz süreçlerin belki de %5'ini oluşturmaktadır. Bir de bakarsınız çok önemli bir mesele ortaya çıkar ve insanlar şaşırır ki, bu nereden çıktı? Bu nedenle, mevcut durumda şunu söylemek mümkündür ki, Azerbaycan iktidarının bu teklifi kabul etme olasılığı çok düşüktür”.
N.Nesibli, bu meselenin Rusya'nın kendi sorunları olduğunu belirtmiştir:
"Nasıl isterse öyle düşünsün. Azerbaycan kendi çıkarlarının arkasında durmalıdır”.
