8 Ağustos 2025 tarihinde Washington'da ABD lideri Donald Trump'ın şahitliğinde Azerbaycan ve Ermenistan tarafı barış anlaşmasının metnini parafladılar. Paraflanan barış metninde karşılıklı güven inşası, barış gündeminin ilerletilmesi meseleleri de tespit edildi.
İşte bu sebeple bir dizi adım atıldı. Azerbaycan'ın sivil toplum temsilcileri geçtiğimiz günlerde Ermenistan'ın başkenti Erivan'da bulundular. Onlar Ermenistan temsilcileri, ayrıca resmi kişilerle görüştüler. Etkinlik, Washington'da 8 Ağustos'ta kabul edilen Ortak Bildiri'nin ruhuna uygun olarak barış gündeminin ilerletilmesine yönelikti. Sonuç olarak bu formatta Ermenistan ve Azerbaycan sivil toplum temsilcilerinin ilk görüşmesi gerçekleşti.
Bundan sonra medya ve parlamento temsilcilerinin de görüşmeleri bekleniyor.
Aynı şekilde bilim insanlarının ve akademisyenlerin de karşılıklı ziyaretlerinin olup olmayacağı meselesi gündeme geldi.
Bilim ve Eğitim Bakanlığı'nın Matematik ve Mekanik Enstitüsü'ne başkanlık eden profesör Misir Mərdanov Modern.az-a yaptığı açıklamada, iki ülke ve halklar arasında güven inşasına ihtiyaç olduğunu belirtti:
"İşte bu sebeple Azerbaycan'dan bir grup genç bugünlerde Ermenistan'a seyahat etti. Edinilen bilgiye göre, aynı şekilde o sayıda insan da Ermenistan'dan Azerbaycan'a gelecek. Düşünüyorum ki, bu tür görüşmelerin barış anlaşmasının imzalanması yönünde büyük bir rolü olabilir".

Eski eğitim bakanı vurguladı ki, her iki ülkenin bilim insanları ve akademisyenlerinin de karşılıklı ziyaretleri gerçekleşebilir:
"Vaktiyle öyle insanlar oldu ki, birlikte bilimsel eserler yazdılar, yakın alanlarda bilimsel araştırma çalışmaları yaptılar, o kişiler çabalarını birleştirebilirler. Böyle araştırmacılar olursa, elbette bu adımları karşılıklı olarak atmak mümkündür. Acele etmeden, istişareyle yapmanın her iki tarafa da faydası olurdu".
Siyasi bilimler üzerine felsefe doktoru Zaur Aliyev, bilim insanları ve akademisyenlerin görüşmesi gündeme gelirse, Ermenilerle yüz yüze oturup konuşmanın mümkün olduğunu söyledi:
"Ben bu konuda bir defa ABD büyükelçisiyle görüşmede de söylemiştim. Ancak gerçek şu ki, ne bizim bilim insanlarımız ne de Ermeni bilim insanları kendi pozisyonlarından geri adım atacak. Çünkü biz gerçek, onlar ise fantastik, doğru olmayan tarih yazıyorlar. Bizim tarihle, yahut geçmişle ilgili herhangi bir konuda ortak bir fikrimiz olmayacak. En azından yakın 20-30 yıl içinde bu mümkün değil. Ne halkımız Hocalı soykırımını unuttu, ne de onlar sözde soykırım iddiasından vazgeçtiler. Şahsen ben geçmişi, tarihi bilen bir insan olarak bu gidiş-gelişe karşıyım. Çünkü 1905-1906, 1918 yılından sonra gidiş-geliş yeniden başladı, Ermeni tarafı durmadı".

Z. Aliyev vurguladı ki, gidiş-geliş için somut şartlar olmalıdır:
"Ermenistan kendi tarih ders kitaplarını, anayasasını değiştirmeli, kiliseyi devletten tamamen ayırmalıdır. Çünkü eğer bir Ermeni her hafta kiliseye gidiyor ve orada onda Türklere, Azerbaycanlılara karşı nefret fikri oluşturuluyorsa, yarın bir sonraki mart katliamının, Hocalı soykırımının olmayacağına kim garanti verebilir, hiç kimse. Ermeniler barış istiyorsa, Azerbaycan'ın kültürüne, mutfağına, müziğine karşı hırsızlığa son vermelidirler. Bu müzik, yemek Azerbaycan'a aittir diye, atıfta bulunmalıdırlar. Ermeniler Batı Azerbaycan'da bizim tarihi anıtlarımızın kendi adlarının restore edilmesine imkan yaratmalıdırlar. Örneğin, oradaki Gök Mescidimizi "Fars mescidi" olarak adlandırmamalı, oradan Hamaney'in resmini kaldırmalıdırlar. Basarkeçer, Sayın Cumhurbaşkanı'nın dediği gibi, Göyçe gibi adlar restore edilmelidir. Yani bu adımlar atılacağı takdirde barıştan söz edilebilir. İçlerinde kin saklaya saklaya onların STK'ları, bilim insanları gelecekler, biz oraya gideceğiz - görüşmeler olacak, onlar bizim üniversitelerimizde gelip okuyacaklarsa, bu barış değil, geçici bir sessizliktir. Örneğin, Sayın Cumhurbaşkanı'nın AMEA'daki konuşması bu açıdan çok önemlidir. Ülke başkanı Sevan gölünün olmadığını, onun asıl adının Göyçe olduğunu vurguladı. Ermeniler bunu kabul edip haritalarını da bunu değiştirecekler mi? Değiştireceklerse, evet, barıştan söz edilebilir".