Modern.az

Türk dünyasının ortak mirası - Atatürk 

Türk dünyasının ortak mirası - Atatürk 

Analitik

10 Kasım 2025, 13:47

1938 yılının bu gününde Türk dünyasının büyük liderlerinden biri, modern Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün vefat haberi ilan edildi.

Türk halkını yasa boğan bu haber dünyayı da derinden kederlendirmişti. Onun vefatıyla ilgili dünya basınında yazılanlar bunu ispat etmektedir.

Dünya medyasında yazılanlar

Dünyanın çoğu ülkesinin basınında Atatürk'ün vefatıyla ilgili yazılara geniş yer verilmişti, örneğin, Danimarka'nın "National Tidence" yayını Atatürk'ü XX. yüzyılın mucizesi olarak adlandırmıştı.

Büyük Britanya'nın “Daily Telegraph” yayını: “Kadınlar başka hiçbir ülkede bu kadar hızla ilerlememiştir. Bir milletin bu derecede değişmesi tarihte gerçekten, benzeri olmayan bir olaydır”.

Almanya'nın "Börsen-Zeitung" yayını: “Almanya Atatürk'ün eserine ve mücadelesine hayrandır ve onun şahsında tarihi yaratıcılığı bütün özgürlüksever halklar için sembol olarak kalacak kudretli bir şahsiyet görmektedir”.

Fransa'da neşredilen "L’Illustration": “Tarih çok büyükleri-İskenderleri, Napolyonları, Washingtonları gördü. Fakat XX. yüzyılda büyüklük rekorunu Atatürk, bu Türk oğlu Türk kırdı”.

Avusturya'nın "Neue Freie Presse" yayını: "Türk halkı kurtarıcısını ve babasını kaybetti".

Bu listeyi hayli uzatmak mümkündür. Atatürk'ün şanına övgüler yazılması hiç de tesadüfi değildi. Atatürk bir asker, paşa olmasına ve ömrünün hayli kısmını savaşta geçirmesine rağmen, savaşı sevmiyordu. O, savaşı ancak öz savunma için en son seçenek sayıyordu. Bu aydın ve dahi lider barışı sadece kendi ülkesi için değil, bütün dünya için istiyordu ve diyordu: "Yurtta sulh, cihanda sulh!".
Atatürk, ağır savaştan güçlükle galip çıkmış, hayli problemlerle karşı karşıya kalmış Türk milleti için cumhuriyet rejimini kurarak, ona armağan etti. Diğer yandan milletin eğitim seviyesinin artırılması için ciddi reformlar yaptı. Kendisi şahsen tarih kitapları yazdı. Harf inkılabı ile okuma-yazma oranını yükseltti. Türk İş Bankası'nı, fabrika ve tesisleri inşa ettirdi ki, bu da ülkenin ekonomik durumunu yükseltti.

Atatürk ve kadınlar

Atatürk'ün kadınlarla ilgili siyaseti o dönemin çok ilerisindeydi. Tam da Atatürk sayesinde Türk kadını çok büyük haklar elde etmişti. Cumhuriyet kurulana kadar siyaset ve toplumun çeşitli alanlarında ya mevcut olmayan, ya da arka planda kalmış kadınlar şimdi “fikri hür, vicdanı hür” bireyler olarak toplumun her sahasında kendi yerlerini bulabiliyorlardı. Tam da Atatürk sayesinde dünyada ilk askeri pilot bir Türk - Sabiha Gökçen - olmuştu. Onun hayatı dahi liderle görüşmeden sonra değişmişti.

Atatürk Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verdi.

Atatürk Türk kadınının adresine her zaman övgüler yağdırır ve onun imkanlarının ne kadar geniş olduğunu dile getirirdi. O diyordu: “Ey kahraman Türk kadını sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üstünde göklere yükselmeye layıksın”.
Atatürk'ün kadınlara verdiği önem onu diğer çağdaşlarından ciddi şekilde farklılaştırıyordu. Mustafa Kemal düşünüyordu ki, dünyada her şey kadının eseridir. Bugün için bu ifadeler basit görünse de, o dönem için böyle bir fikir her liderden işitilemezdi.

Atatürk hakkında kendi döneminin liderlerinin söylediği sözler

Atatürk hakkında XX. yüzyılın dünya liderlerinin dile getirdiği fikirler de oldukça ilginçtir. İlginçtir çünkü, o liderlerden bazılarına karşı Atatürk mücadele etmiş, onları mağlup etmişti, bazılarıyla da ideolojik açıdan tamamen zıt bir konumdaydı.

Büyük Britanya Başbakanı Winston Churchill Atatürk'ün ölümünden sonra şöyle demişti:

“Savaşta Türkiye'yi kurtaran, sonra Türk milletini dirilten Atatürk'ün ölümü sadece ülkesi için değil, Avrupa için de ağır bir kayıptır. Onun ardından bütün tabakalardan insanların akıttığı samimi gözyaşları bu büyük kahramana ve modern Türkiye Atasına layık bir saygıdan başka bir şey değildir”.

Sosyalist devrimin kurucusu Lenin:

“Mustafa Kemal sosyalist değildi. Fakat görünüyor ki, o, iyi bir teşkilatçı, yüksek düşünceli ve akıllı bir önderdir. O hırsızlara karşı bir kurtuluş savaşı yapıyor. Emperyalistlerin gururunu kıracağına ve Sultanı da maiyetiyle birlikte mağlup edeceğine inanıyorum”.

ABD lideri Roosevelt ise onunla görüşme imkanından mahrum olduğu için kederleniyordu:

“Kederleniyorum ki, bu adamla görüşmeyi ciddi şekilde arzu etsem de, artık buna imkanım olmayacak”.

Atatürk ve Azerbaycan

Azerbaycan da her zaman dahi Atatürk'ün dikkat merkezinde olmuştur.

1921 yılında Ankara'da Azerbaycan büyükelçiliği açılır. Büyükelçilik önünde bayrağı kaldıran şahsen Atatürk olur. Büyükelçilik binası önündeki konuşması ise oldukça dikkat çekicidir:

“Rumeli ve Anadolu halkı Azeri kardeşlerinin kalbini kendi yürekleri gibi bilirler. Buna göre de getirdiğiniz selam hediyesinin ne kadar derin ve yüce bir hissin eseri olduğunu bilir ve bu selamı alırken Azeri Türklerinin bir daha esarete düşmemelerini ve haklarının ayaklar altına alınmamasını istemektedirler. Azeri Türklerinin dertleri kendi dertlerimiz ve sevinçleri kendi sevincimiz olduğu için onların arzularına ulaşmaları, özgür ve bağımsız olarak yaşamaları bizi çok sevindirir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi ve hükümetinin iki kardeş millet arasında bağ ve ilişkinin daha sağlam ve dayanıklı bir forma sokulması için var gücüyle çalışacağını ve bu konuda size lazım olan her türlü yardımı göstereceğini arz ederim”.  

Stalin'in ısrarı, Orconikidze'nin çabasıyla 1920 yılının 1 Aralık'ında Zengazur'un, Nahçıvan'ın, Karabağ'ın Ermenistan'a verilmesi hakkında beyanat seslendiren N. Nerimanov'u çıkılmaz durumdan Atatürk çıkarmıştır. Türkiye-Rusya görüşmelerinde Türkiye'nin temsilci heyeti Nahçıvan'ın Azerbaycan'ın terkibinde (bünyesinde) tutulmasında ısrar etmiştir.
Atatürk'ün direktifinde görüşmelerde iştirak eden temsilcilere Azerbaycan'ın parçalanmasına yol vermemek için somut talimatlar vardı: "10 Eylül 1920 tarihinde Ruslar ve Ermeniler arasında imzalanan ateşkes anlaşmasında Azerbaycan'a zarar verecek maddelerin çıkarılmasına çalışılacak ve her milletin mukadderatına hakim olması düsturuna esasen, Karabağ gibi Türk çoğunluğun meskun yerlerinin Azerbaycan'a bağlı olması temin edilecektir".

Görüldüğü gibi, Atatürk Nahçıvan'ın, Karabağ'ın Azerbaycan'ın terkibinde (bünyesinde) olmasında ısrarlıydı. Ve görüşmelerde de bu iddiayı temin etti.

Mustafa Kemal Paşa temsilci heyetine, ordu komutanlığına talimat veriyordu ki, Azerbaycan'ın bütünlüğü meselesinde Ruslara karşı diplomatik hamleler yapılmalıdır. Başlıcası ise Rusları inandırmak lazımdır ki, onların Azerbaycan'a karşı hayata geçirecekleri siyaset "İslam aleminin Bolşevikleri sınaması için" yeterlidir. Yani Azerbaycan'a karşı herhangi bir haksızlık eski Çar Rusyası'ndaki Müslümanları, Türkleri kızdıracak ve Bolşevikler bundan zarar göreceklerdir.

Haydar Aliyev'in Atatürk hakkındaki düşünceleri

Umummilli lider Haydar Aliyev Atatürk'ün yarattığı Türkiye'nin sadece Türkiye devleti için değil, bütün Türk dünyası, özellikle de Azerbaycan için önemli olduğunu belirtmiştir.

Atatürk'ü Türk dünyasının tarihi boyunca ortaya çıkardığı en büyük devlet adamı olarak değerlendiren Haydar Aliyev zamanında Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki konuşmasında bunları söylemişti: “Bana sorsanız ki, Atatürk'ün Türk milletine verdiği en büyük eser nedir? – cevap vermekte zorluk çekerim. Ama bunu cesaretle iddia edebilirim ki, Atatürk'ün kendisinden sonra nesillere miras bıraktığı en önemli eser yarattığı, kurduğu ve yaşattığı Türkiye devletidir!”

Atatürk'ün Azerbaycan'da tanınması, zengin mirasının öğrenilip yayılması amacıyla Azerbaycan'da Atatürk Merkezi'ni kuran Haydar Aliyev 1994 yılı 8 Şubat'ında Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki tarihi konuşmasında demiştir: “Azerbaycan halkı milli bağımsızlık yollarında milli devletini kurarken kendine rehber olarak Mustafa Kemal Atatürk'ü görmüş ve Türkiye devletinin tecrübesinden faydalanmıştır”.

Son olarak belirtmek yerinde olur ki, Atatürk Türk dünyasının ortak mirasıdır. Onun görüşleri, fikirleri, öğüt ve nasihatleri bugün de aktüeldir. Atatürk gençliğe oldukça büyük ümit besleyen ve inanan bir tarihi şahsiyet olmuştur. Bugün gençlerin onun düşüncelerini daha yakından öğrenip kendi hayatlarında tatbik etmesi, hiç şüphesiz ki, günden güne güçlenen Türk dünyasını daha da kuvvetlendirecektir.

Dahi liderin "Vatanını en çok seven işini en iyi yapandır" ifadesi ise hayat düsturumuza çevrilmelidir.

Allah Türk halkının özgürlüğünün yitirilmesine izin vermeyen, halkı etrafında birleştirmeyi başararak, bütün Türk dünyası için önemli olan Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e rahmet eylesin!

Sizə yeni x var
Keçid et
Türkiyənin daha bir tayyarəsi qəzaya düşdü - ŞƏHİD VAR!