Dünyanın çeşitli ülkelerinde milyonlarca soydaşımız yaşamaktadır. Onlar farklı alanlarda faaliyet göstermektedirler.
Yurt dışındaki Azerbaycanlılar aynı zamanda sosyal-kültürel girişimleri, örgütlenme çalışmaları ve kişisel başarıları ile Azerbaycan'ı temsil etmektedirler. Son zamanlarda soydaşlarımızın faaliyetleri yaşadıkları ülkelerin toplumsal ortamına da etki etmekte, Azerbaycan'ın uluslararası alanda tanınmasına önemli katkı sağlamaktadır.
Modern.az sitesinin başlattığı “Diasporun Sesi” projesi tam da bu konuyu odak noktasına getirmektedir. Proje kapsamında yurt dışında yaşayan Azerbaycanlılarla röportajlar sunulacak, onların günlük hayatları, kültürümüzü yaşatma yönünde yaptıkları çalışmalar, yaratıcı girişimleri ve toplumsal faaliyetleri hakkında geniş bilgi verilecektir.
Projede hem onların kişisel hikayeleri hem de Azerbaycan diasporasının genel görünümüne ait nüanslar yer alacaktır.
Temel amaç toplumumuza çeşitli ülkelerdeki Azerbaycanlıların faaliyetlerini tanıtmak, başarılarını vurgulamak ve diaspora ile ilgili toplumsal bilgileri artırmaktır.
Aynı zamanda, bu yazılar aracılığıyla ülkemizdeki insanlar yurt dışındaki soydaşlarımızla ilgili daha kapsamlı bir fikir edinecek, onların diasporamızın faaliyet alanı hakkındaki farkındalıkları artacaktır. Çünkü çoğu zaman yurt dışında Azerbaycan için fedakarlık gösteren soydaşlarımızın faaliyetleri hakkında toplumumuz bilgi sahibi olamamaktadır. Bu proje ile aynı zamanda yurt dışındaki soydaşlarımıza teşvik sağlamış olacağız.
Projemizin ilk sunumu, İtalya'da aktif faaliyet gösteren Azerbaycanlı genç Toğrul Aliyev'e ayrılmıştır. Halihazırda Cenova şehrinde yaşayan Toğrul Aliyev, denizcilik ve lojistik alanında uluslararası bir şirketin pazarlama ve halkla ilişkiler departmanında çalışmaktadır.
O bu yılın 3-9 Ağustos tarihlerinde Diaspora ile Çalışma Devlet Komitesi ve Haydar Aliyev Vakfı'nın ortak organizasyonuyla Hankendi'de düzenlenen Diaspora Gençleri VI. Yaz Kampı'na katılan 100'den fazla Azerbaycanlı genç arasında yer almıştır.
Mülakat yaptığımız kişi öncelikle İtalyanların yaşam tarzının farklılığından bahsetti. Belirttiğine göre, günlük hayatta rahat olmak, stresten uzak durmak, her şeyi zamana bırakmak ilk başlarda kendisi için zorluk yaratsa da, daha sonra buna alışmıştır:
“2021 yılının Ekim ayında eğitim almak için İtalya'ya gittim. Daha önce Türkiye'de yaşamıştım. Ancak ilk defa dil, din ve aynı zamanda güçlü kültürel farklılıkları olan bir ülkeye gelmiştim. Cenova şehrinde Azerbaycanlılar azdı, burada soydaşlarla iletişim kurma imkanım olmadı, şehirle ilgili bilgim de çok kısıtlıydı. Her şeyi yavaş yavaş kendi edindiğim tecrübeyle öğrenmeye başladım. İlk başlarda dil zorluğum vardı. Cenova uluslararası bir lojistik şehri olmasına rağmen, İtalyanlar yabancılara ve diğer dillere karşı o kadar da açık değiller, bu alanda belirli stereotipleri var. 21 yaşımda burada onlarla iş yapmak için dili öğrenmeliydim.
Bunun dışında, bürokratik sorunlarla daha çok karşılaştım. Çünkü biz her şeyi pratik olarak hızlı çözmeye alışkınız, pratik zekamız üstündür. Bu yüzden, burada işlerin yavaş ilerlemesi, İtalyanların sabırlı olması, bekleme kültürü bana da sabrı öğretti. İtalyan kültürüne dahil olmak sana yavaş yaşam tarzına adapte olmayı öğretir. Pratik imkanları geniş olan bir kültürde büyüyen bir genç olarak bu, benim için ciddi bir zorluktu. Çünkü en temel işler bile günlerce, hatta aylarca zaman alıyordu. Ancak zamanla bu hoşuma gitmeye başladı. İtalyanlar uzun ömürlü insanlardır. Burada yaşam tarzının da payı olduğunu düşünüyorum”.
"İtalyanlar Azerbaycanlı olduğumu öğrendiklerinde ülkemizle ilgili çok soru soruyorlardı"
“Yaşadığım bölgede Güney Kafkasya ile ilgili bilgi sahibi olan az insan buldum. Sıradan insanların ülkemizle ilgili fikirleri daha azdı. Azerbaycanlı olduğumu öğrendikten sonra ise kültürümüz, bölgemiz, dilimizle ilgili bana çok soru soruyorlardı. Sorulara da her zaman kapsamlı cevap vermeye çalıştım. Karşımdaki insanın ilk defa benim ülkem ve bölgemle ilgili bilgi alacağını düşünüyordum. Bunun sorumluluğunu her zaman hissettim ve onlarda Azerbaycan ile ilgili objektif, kapsamlı, detaylı bir fikir oluşturmaya çalıştım.
Bunda da başarılı olduğumu düşünüyorum. Çünkü ilk defa benden Azerbaycan hakkında öğrenen arkadaşlarım, iş arkadaşlarım, çevrem ülkemizle ilgili çok pozitif ve ilginç gerçekleri araştırıp bunu benimle tartıştılar. Hatta birkaç arkadaşımın müzik çalma listesinde artık Azerbaycan'ın klasik müzikleri de var. Her zaman orta yaşlı İtalyanlar muğamla ilgili bana soru soruyorlar, bununla ilgili onlara videolar da gönderdim ve müziğimizi çok beğendiklerini her defasında söylüyorlar”.
"Müdürüm Azerbaycan bayrağını ofisinden astı"
“Müziğin evrensel bir kavram olduğunu düşünüyorum, orada geçen sözler başka insanlar tarafından tam anlaşılamasa da, onun melodisi, tonları insanlarda o ülke, oranın insanları, değerleri ile ilgili fikirler oluşturur. Bu yüzden ben her zaman Azerbaycan ile ilgili konuşurken müziğimizi özellikle vurguluyorum. Azerbaycan müziği eşi benzeri olmayan bir servettir ve her zaman müziğimizle üstün etnik kimliğimizi tanıtmaya çalıştım. Bundan her zaman olumlu geri dönüşler aldık. Burada insanlara Üzeyir Hacıbeyli, Niyazi, Müslüm Magomayev, Kara Karayev'in müziklerini dinletiyorum, çok etkileniyorlar ve ben bundan sonra Karabağ, müziğin kökeni, tarih ve milli-manevi değerlerimiz hakkında konuşmaya başlıyorum. Sanki bu yaklaşım onlara Azerbaycan ile ilgili pratik bir deneyim şansı veriyor.
Ayrıca Azerbaycan'a geldiğimde annemden rica ediyorum ki, şekerpare, baklava yapsın ve İtalya'ya döndüğümde arkadaşlarımı, iş arkadaşlarımı bu tatlılara davet ediyorum. Onlar da bana defalarca Azerbaycan'dan her döndüğümde yeniden şekerpare ve baklava getirmemi tembihliyorlar.
Dönerken arkadaşlarıma Azerbaycan ile ilgili özel hediyelerim de oluyor. Ülkemizle ilgili neyi sunabilirsem, onları hediye olarak arkadaşlarıma veriyorum. Hatta mezuniyet günümde Azerbaycan bayrağını müdürüme hediye etmiştim. Çünkü bayrağımızın renklerinin uyumu, ay ve yıldızın güzelliği onu cezbetmişti, hala bayrağımız onun ofisinde asılıdır”.
"Azerbaycan eğitim sistemi ile İtalya eğitim sistemi tamamen farklıdır"
“İtalya'da eğitim, tüm kademelerinde esasen yüz yüze, doğrudan öğrencinin kişisel görüşüne odaklanmış bir sistemdir. Azerbaycan'da uygulanan yazılı sınavlar, testler vb. gibi yöntemler mümkün olduğunca az kullanılır, hatta üniversitelerde hiç kullanılmaz. Öğrenciler profesörlerle karşılıklı oturarak, belirlenen konu etrafında tartışma yaparlar. Hatta burada sınavlarda kitaptan ezberlenmiş cevaplar verseniz, sonucunuz kabul edilebilir sayılmayacaktır. Öğrenciden çeşitli örneklerle bunu pratikte nasıl uygulayabileceği sorulur. Bir soruyla sınavı bitirmek zordur, çünkü cevaplardan başka sorular da doğurur. Bazen sınavların süresi 1 saate kadar sürebilir. 08:30'da sınava girip akşam saat 6'da sınavdan çıktığımı hatırlıyorum.
“ERESMUS + benim eğitim hayatımda ve ilk kariyer adımlarımda en önemli adımdı. Bugüne kadar verdiğim en doğru kararlardan biri bu programa katılmak oldu. Farklı kültürleri öğrenmek, insanlar tanımak, çalışmak, aynı zamanda rekabetçi bir ortamda çalışmak ve milli-kültürel değerleri başka kültürlerle karşılaştırmayı işte bunun sayesinde öğrendim”, - diye mülakat yaptığımız diaspora aktivisti belirtti.
"Nerede olursa olsun, ben tüm gençlere mutlaka eğitim almayı tavsiye ederdim"
“Eğitim hayatta temel güçtür, çünkü eğitimsiz insan zayıf olur, daha çok sorunla karşılaşır. Bunun da başlıca sebebi insanları ve dünyayı anlamak, özgür olamamaktan ileri gelir. Çünkü eğitim özgürlük, güç ve yetenektir. Bu yüzden ilk tavsiyem budur. Bunun dışında imkanları varsa - burada sadece maddi imkandan söz etmiyorum, çünkü ben de maddi imkanları o kadar da yüksek bir ailede doğmadım. Ancak ailem eğitimim için belirli imkanları bana sağlamak adına fedakarlıklar yaptılar. Bu yüzden onlara her zaman minnettarım. Ailelere de bir şeyler söyleme imkanım olsaydı derdim ki, bazı şeyleri feda etmek mümkündür, ama eğitimi hiçbir şeye feda etmek olmaz - yurt dışında eğitim daha iyi olur. Ama sırf yurt dışına gitmek, orada eğitim almayı düşünüp o yola gitmemelisiniz. Olmak istedikleri insan portresini gözlerinin önünde canlandırsınlar ve kendilerini hangi alanda görüyorlarsa, geliştirmek istiyorlarsa, o imkanları onlar için açacak ülkede, o alan üzerine eğitim alsınlar. Sadece sırf "yurt dışında eğitim alayım" düşüncesi zaman kaybına yol açar. Kişi gelecekte olmak istediği insana katkı sağlayacak imkanlara yönelmelidir. Bu hangi ülkedeki hangi üniversitedeyse, detaylı araştırılmalıdır. Gittikleri yerde, bulundukları ülkede en iyisi olmaya çalışsınlar. Bu, en zorudur. Çünkü siz oraya gittiğinizde yerel dil, milli-manevi değerlerden habersiz olursunuz. İlk başta karşılaştıkları zorluklardan hayal kırıklığına uğramasınlar, kendi güçlerine, içlerindeki inanca dayansınlar. Kendi imkanlarını eğitim aldıkları ülkenin imkanlarıyla birleştirirlerse, ortaya çok güzel sonuçlar çıkacaktır”.
"Her çocuk ailesinin aynası olduğu gibi, biz de Azerbaycan'ın aynasıyız"
“Ben 2017 yılından itibaren yurt dışında yaşıyorum. İlk defa Türkiye'ye gittim, iki yıl sonra gençliğimin belirli bir kısmını yurt dışında tamamlamış olacağım, bu da 10 yıl olacak. Burada okuyan, çalışan biri olarak Azerbaycan'ı yurt dışında temsil etmek benim en büyük amacımdı. Çünkü nerede olursam olayım, bir Toğrul'dan çok, bir Azerbaycanlı olarak tanındığımı düşünüyorum.
Bunu bildiğim için her hareketim, sözümle katıldığım yerel, uluslararası sempozyumlarda, programlarda, konuşacağım her yerde bir Azerbaycanlı olarak ülkemizi daha ne kadar ileride, yüksekte, çok kültürlü değerleri olan bir ülke olarak gösterebilirim, onu düşündüm. Amacım bundan ibarettir. Azerbaycan yurt dışında Azerbaycanlı ile temsil edilir, tıpkı öğretmenlerin dediği gibi, her çocuk ailesinin aynası olduğu gibi, biz de Azerbaycan'ın aynasıyız. Ben de bunu biliyor ve inanıyorum. O aynayı ne kadar parlak, ışıklı tutabilirsem, o kadar mutluyum. Çünkü ona bakan her yabancı vatandaş orada en güzel yansımayı görmelidir, bu durumda ona baktığında Azerbaycan'ı en iyi şekilde tanıyacaktır”.
"Herkes Diaspora ile Çalışma Devlet Komitesi'ni kendi dayanağı olarak görüyor"
“Yurt dışında yaşayan bir Azerbaycanlı olarak burada büyükelçiliğin düzenlediği özel günlerle ilgili etkinliklere katılıyorum. Buradaki Azerbaycanlılarla ilişkilerimi daha da güçlendirmeye çalışıyorum. Diaspora ile Çalışma Devlet Komitesi'nin temsilcileriyle ilişkilerimi güçlendiriyorum. Düzenli olarak yapılan görüşmelerde, projelerde, Azerbaycan adına organize edilecek tüm faaliyetlerde temsil ediliyorum.
Yakın günlerde İtalya'nın Milano şehrinde Azerbaycan kültür evinin açılmasına ulaşacağımıza inanıyoruz. Burada da Diaspora ile Çalışma Devlet Komitesi'nin güçlü çabaları var. Devlet Komitesi yurt dışındaki soydaşlarımızla çok iyi çalışıyor. Başvurularımıza anında cevap veriliyor. Çoğu ülkede yaşayan, eğitim alan Azerbaycanlı gençlerle geniş bir ilişkim var. Herkes Diaspora ile Çalışma Devlet Komitesi'ni kendi dayanağı olarak görüyor. Elbette ki, bu da devletimizin yurt dışındaki Azerbaycanlılara olan ilgisi olarak kabul edilmektedir.
Şunu da belirtmeliyim ki, bu yılın Ağustos ayında azat edilmiş Hankendi şehrinde düzenlenen Diaspora Gençleri VI. Yaz Kampı'na katıldım. Yurt dışından 100'den fazla gencin katılımıyla gerçekleşen etkinlik bizim için ayrı bir dünya oldu. Farklı ülkelerde yaşayan Azerbaycanlı gençlerin ağ kurması, ülkemiz hakkında geniş bilgiler edinilmesi, 44 günlük Vatan Savaşı'nın yarattığı yeni gerçeklerin öğrenilmesi ve yurt dışında yayılması açısından bu kamp eşsiz bir imkandı. Kendi adıma, arkadaşlarım adına teşekkürlerimi iletiyorum. Kamp üzerimize daha ciddi faaliyet gösterme sorumluluğu yükledi. Biz tüm bunların üstesinden geleceğiz.
Karabağ'ı hissetmek, kokusunu duymak, Şuşa'yı, Hankendi'yi görmek belki de bugüne kadar yaşadığım en güzel histi. Milletim, halkım adına gururluydum, mağrur, galip ve başı dik bir Azerbaycan genci olarak Karabağ'a ayak basmıştım. İşgal yıllarında Karabağ gerçeklerini, halkımızın çektiği acı ve ızdırapları yurt dışında yaşadığım müddetçe her zaman dile getirmek ve dünya kamuoyuna ulaştırmak için mücadele eden bir genç oldum. Şimdi ise o genç Karabağ'daydı, hem de tam Hankendi'de, Şuşa'da, Cıdır Ovası'nda! Ve bu gururu yaşadığım anlarda gözlerim yaşarıyordu, çünkü bize bu yolu açan, bizi Karabağ'a getiren aziz şehitlerimizin geçtiği o büyük ve azametli yol tam gözümün önündeydi. Boğaz düğümleniyor, gözler yaşarıyordu. Gazilerimiz ve şehit annelerimizle görüştük, uzun uzun sohbet ettik.
Bu kamp benim için bir dönüm noktası oldu. Hem vatana olan bağlılığımın güçlenmesi, bir kez daha kendi benliğimde teyit bulması açısından, hem de kişisel gelişimim, bilgi ve becerilerimin artması açısından. Aynı zamanda şunu da belirtmeliyim ki, bu kamp bana daha çok çalışma, daha aktif olma ve vatanımın adı nerede geçiyorsa, orada tüm gücümle çalışma ilhamı verdi. Vatana ve devlete olan sevgimi, inancımı ve sadakatimi daha da güçlendirdi”.
"Burada edindiğim tüm tecrübe, aynı zamanda Azerbaycan içindir"
“Vatanını kalbinde taşıyan, seven gençler gibi, benim için de gelecek planlarımın her kısmında Azerbaycan var. Tabii ki, gelecekte Azerbaycan'da faaliyet göstermek isterim. Herhangi bir alanda devletimize-halkımıza hizmet edebilir, onun güçlenmesi, gelişmesi, kültürel-siyasi faaliyetlerinde yer alabilirsem, bu benim için büyük bir şeref olabilir. Şunu da belirtmeliyim ki, Azerbaycan genci nerede ülkesini daha iyi, üstün, geniş imkanlarla temsil edebilirse, orada kalması daha iyidir. Yeter ki çalıştığı alanda faaliyetini genişletip Azerbaycan'a da yer versin. Benim faaliyet ve düşüncemin temelinde bu yatar. Nerede olursam olayım, Azerbaycan ile ilgili çalışmak için bir imkan bulmaya çalışıyorum. Bunu da Diaspora ile Çalışma Devlet Komitesi teşvik etti. Sadece ben değil, çoğu genç böyle düşünüyor”.
Toğrul Aliyev'in kısa özgeçmişi:
Aliyev Toğrul Teymur oğlu 12 Nisan 2000 tarihinde Gabala'da doğmuştur. Orta öğrenimini Gabala ilçesinin Hamzalı köyündeki tam ortaokulda almıştır. 8. sınıftan itibaren eğitimine Bakü şehrindeki 242 numaralı tam ortaokulda devam etmiştir. Lisans eğitimini Türkiye'nin Karabük Üniversitesi'nde devlet yönetimi ve siyaset bilimi bölümü üzerine İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde almıştır. 2021 yılında İtalya'nın Cenova Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi Fakültesi'nin uluslararası ilişkilerde güvenlik meseleleri ve diplomasi bölümüne yüksek lisans seviyesinde kabul edilmiştir.
2024 yılında yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. 2021-2024 yılları arasındaki eğitim süresince üç defa ERESMUS + staj projelerinde stajyer olarak Litvanya, Polonya ve Hollanda'nın çeşitli şirketlerinde staj yapmıştır.