En lezzetli yemek annemin pişirdikleridir -
Diaspor Gençlik Yaz Kampı üzerimize ömür boyu sorumluluk yükledi
Dünyanın farklı ülkelerinde milyonlarca soydaşımız yaşamaktadır. Onlar bilim, sanat, iş dünyası, toplumsal faaliyetler ve kültürel girişimler aracılığıyla hem kendilerini tanıtmakta hem de Azerbaycan'ı tanıtmaktadırlar.
Yurt dışındaki Azerbaycanlılar, yaşadıkları ülkelerin bir parçası haline gelmekle birlikte, aynı zamanda Azerbaycan kültürünün, dilinin ve milli kimliğinin taşıyıcısı olarak da hareket etmektedirler.
Bu tür soydaşlarımızın Azerbaycan'da tanıtılması ise milli gururu güçlendirmekte, toplum ile diaspor arasında manevi bir köprü oluşturmakta ve ülkemizin uluslararası imajına olumlu etki etmektedir.
Modern.az'ın “Diasporun Sesi” projesi tam da bu amaca hizmet etmektedir. Köşemizin bu seferki konuğu, Singapur'da yaşayan, Nanyang Teknoloji Üniversitesi öğrencisi, Agilent Technologies Singapur şirketinde veri analisti olarak çalışan Tural Aliyev'dir.
Tural, Haydar Aliyev Fondu ile Diasporla İş Üzere Devlet Komitesi'nin 2025 yılında düzenlediği, Hankendi şehrinde gerçekleştirilen Diaspor Gençlik VI Yaz Kampı'ndaki aktif katılımıyla akıllarda kalmıştır.
Yaz kampı, kendisiyle sohbetimize bir vesile oldu.
- Yaz kampına davet aldığımda çok sevindim, çünkü uzun süredir yurt dışında yaşıyorum ve bu tür fırsatlar insanı bir nevi yeniden köklerine bağlıyor. Kampa seçim süreci mülakat ve başvuru şeklinde idi. Singapur'da Azerbaycanlıların sayısı çok olmasa da, birbirimizle iletişim halindeyiz ve ülkemizi farklı platformlarda temsil etmeye çalışıyoruz. Yani sayı az olsa da, ruh yüksek.
Tural özellikle belirtiyor ki, Diaspor Komitesi'nin organizasyonuyla gerçekleştirilen kamp, kendisine ve tüm katılımcılara, dünyanın dört bir yanında yaşayan genç Azerbaycanlılara çok şey katmıştır:
- Kamptan tanıdığım gençlerle her zaman iletişimdeyim. WhatsApp grubumuz aktif. Herkes farklı ülkede eğitim alıyor veya çalışıyor, ama amaçlarımız aynı: ülkemizi yurt dışında layıkıyla temsil etmek.
Sohbet ettiğimiz kişi, kampın ortamının kendisine ve diğerlerine çok olumlu etki ettiğini belirtiyor:
- Yurt dışında yaşayan Azerbaycanlı gençlerle tanışmak insana hem gurur hem de sorumluluk hissi veriyor. Kamp bana gösterdi ki, ister bilim, ister kültür, isterse de sosyal faaliyet olsun, her yerde Azerbaycan'ı temsil eden ve başarı kazanan gençler var. Bu, hem ilham vericiydi hem de beni kendi faaliyetlerimde daha da aktif olmaya motive etti.
Kampın Hankendi'de düzenlenmesi elbette tesadüf değildi. Artık Azerbaycan'ın bütünlüğüne kavuşan Hankendi, bu kez onu dünyada tanıtma yönünde çalışmalar yapan gençlere kucak açmıştı. Röportaj yaptığımız kişi de Karabağ ve Hankendi ile ilgili izlenimlerini bizimle paylaştı:
- Hankendi'ye ilk defa kamp sayesinde gittim ve açıkçası, oraya ayak bastığımda çok garip hisler yaşadım. Hem gurur hem de hüzün... Görüyordun ki, her yerde imar çalışmaları devam ediyor, hayat geri dönüyor. Kamp boyunca düzenlenen paneller, şehit aileleriyle görüşmeler de çok etkileyiciydi, sanki o anda her şeyin değerini biraz daha fazla anlıyorsun. En çok öğrendiğim şey ise, artık tarihi bir dönüm noktasında olduğumuz ve her gencin bu imar sürecinde bir rolü olabileceğidir.
Röportaj yaptığımız kişi, doğrudan uçuş olmadığı için genellikle Azerbaycan'a aktarmalı uçuşlarla geldiğini, bu nedenle yolculuğun toplamda 15 saatten fazla sürdüğünü belirtiyor:
- Uzun bir yol, ama o süre zarfında insan çok şey düşünüyor. Her defasında aklımda tek bir fikir oluyor. Eve varmak, ailemi görmek. En çok da kapıdan girdiğimde beni güler yüzle karşılayan ailemi düşünüyorum. Bir de o çay sofrası var ya, herkes bir arada oturur, sohbet eder, işte en çok onun için özlem duyuyorum. Üstelik dostlarla görüşmek, deniz kenarında oturmak, kutab yemek... İnsan uzakta olunca anlıyor ki, en çok bir zamanlar basit görünen şeyler için özlem duyuyor. Singapur'da hava daima sıcak ve nemli, rüzgar neredeyse hiç yok. Ama Bakü'nün rüzgarı var ya, o his tamamen başka.
Röportaj yaptığımız kişi, eğitim için neden Singapur'a gittiği ve sınıf arkadaşları hakkında konuşuyor.
- Okul yıllarımı çok iyi hatırlıyorum. O zamandan beri bilime, özellikle de fiziğe ilgim çok fazlaydı. Dersten sonra okulda sık sık kalır, olimpiyatlara hazırlanırdım. Uluslararası fizik olimpiyatlarında yer alıp Azerbaycan'ı temsil etmek benim için büyük bir motivasyondu. Olimpiyatlar her defasında farklı ülkelerde düzenleniyordu. Bu sayede farklı ülkeleri gezme, oralardaki eğitimle yakından tanışma şansım oluyordu.
Okul arkadaşlarımdan temel farkım, risk almayı ve fırsatları değerlendirmeyi başarabilmemdi. Doğrusu, DİM (Devlet İmtahan Merkezi) yönünde çok hazırlanmadım ve tüm umudumu olimpiyatlara yönelttim. Biliyordum ki, hem yerel hem de uluslararası üniversiteler olimpiyat galiplerini kabul ederken bunu göz önünde bulunduruyorlar. Bu odaklanma ve risk alma beni araştırma, inovasyon ve teknolojiye yöneltti, sonuç olarak NTU Singapore'da eğitim alma fırsatı kazandım.
Sınıf arkadaşlarımla bugün de ilişkilerimiz devam ediyor. Herkes şimdi farklı alanlarda, kimisi bilimle uğraşıyor, kimisi mühendislik, tıp veya iş dünyası alanında. Ara sıra konuştuğumuzda veya görüştüğümüzde görüyorum ki, herkes farklı bir yön seçse de, okul yıllarındaki enerji ve birbirine sevgi, destek ruhu hala aynı şekilde kalıyor.
Sürekli olimpiyatlarda yer alan soydaşımızın gelecekte hangi ülkede faaliyetini sürdürmek istediği merak uyandırıyor. Nerede olursak olalım, Azerbaycan'ımızı en iyi şekilde temsil etmeliyiz. Hankendi'deki Yaz kampı üzerimize büyük bir sorumluluk yükledi. Biz her zaman bu sorumluluğu hissedeceğiz. Bu sorumluluk, galip Azerbaycan'ı her yerde gurur ve şerefli hizmetimizle temsil etmektir.
Şimdi Singapur'da tecrübe ediniyorum, ancak gelecekte bu bilgileri hangi ortamda olursa olsun, hem kişisel gelişimim hem de ülkemize fayda sağlamak için kullanmak isterim.
Şu anda yaşadığı ülkenin kendisi için zorluk yarattığı noktaları röportaj yaptığımız kişiyle tartışıyoruz. O diyor ki, ilk zamanlar iklimin farklı olması zorluk yaratmış.
- Burada yıl boyunca yazdır. Hem de her şey çok sistemlidir, bazen bu katı planlılık insanı biraz sıkıyor. Ama zamanla alışıyorsun, şimdi artık planlı yaşamak benim de doğama dönüştü.
Tural, aileden uzakta yaşamanın zorluklarından da bahsediyor.
- Ailem her zaman merak eder, sık sık sorarlar yemekler nasıl, iş nasıl gidiyor, işten sonra nasıl vakit geçiriyorum... Her telefonda ilk soru “bugün ne yedin?” olur. Bazen şaka yollu derler, “geri gel, evlenince nerede kalacaksın?” Esasen her şeyle ilgilenip destek olurlar, seçimlerime saygıyla yaklaşırlar.
Ben 18 yaşımdan beri yurt dışında tek yaşıyorum, bu yüzden ara sıra yemek pişirmem gerekiyor. Yemek pişirmede iyi olduğumu söyleyebilirim, ancak Singapur'da yemek neredeyse her yerde var ve kültür de esasen sokakta yemek yemeye odaklanmış durumda. Burada dünyanın her yerinden gelmiş insanlar var, bu yüzden çeşitli mutfakları, farklı yemekleri 7/24 bulmak mümkün. Evde yemek pişirmek genellikle nadir durumlarda oluyor. Ben de çoğu zaman hafta sonu, vaktim olduğunda eğlence için pişiriyorum. Ama en lezzetli yemek hala annemin pişirdikleridir.
Azerbaycanlı aileler evladının yabancı vatandaşlarla evliliğine normal yaklaşmasa da, benim için böyle bir sorun olmadı. Ailem de destekçidir, seçimlerime saygı duyarlar, bu konuda “önemli olan seni anlasın, karakteri sana uygun olsun” derler.
Henüz evlenmedim, bakalım zaman ne gösterecek, belki gelecekte sürprizler olacak.
Tural'ın yabancı bir gözdesi olduğu hissediliyor. Sadece, şimdilik bunu satır altı ifade ediyor.
O ekliyor ki, Azerbaycan ve Singapur arasındaki temel fark kültür ve yaşam tarzındadır.
- Burada her şey çok düzenli, hızlı ve tertiplidir, insanlar işlerine ciddi yaklaşırlar, her şey planlı bir şekilde işler. Azerbaycan'da ise daha rahat, sosyal ve aile merkezli bir hayat var. Beni Singapur'da motive eden temel şey ise imkanlar ve farklı perspektiflerdir. Burada teknoloji, araştırma ve inovasyon alanında öğrenilecek çok şey var, farklı milletlerden insanlarla çalışma imkanı var ve bu, her gün kendini geliştirmek için fırsat yaratıyor.
Tural belirtiyor ki, arkadaşlarına Azerbaycan'dan bahsederken esasen onun doğasından, misafirperverliğinden, insanlığından ve mutfağından söz açıyor.
- Bakü'nün güçlü rüzgarıyla "rüzgarlar şehri" olarak adlandırıldığını ve havanın Singapur'a kıyasla daha serin ve nemsiz olduğunu söylüyorum. Onlara Bakü'de görülecek çok yer olduğunu, Gobustan kaya resimleri, Yanardağ, çamur volkanı gibi ilginç yerleri fotoğraflarla gösterip anlatıyorum. Singapurlular genellikle Avrupa'ya gidip tarihi mimari görüyorlar, ama Bakü'de hem tarihi yerler hem de modern şehir bir arada. Singapurlular en çok Bakü'nün hem tarihi, hem de modern, yüksek binalarla dolu bir şehir olmasına şaşırıyorlar.
Şimdi internet zamanıdır. O anlamda ki, ben ülkemizin farklı alanları hakkında yönlendirici bilgiler veriyorum, onlar kendileri bana YouTube videoları gönderiyorlar. Ninelerin köy avlusunda büyük porsiyonlarla yemek pişirmesini gösteriyorlar. Sonra da her zaman soruyorlar, “siz her zaman böyle büyük porsiyonlarla mı pişiriyorsunuz? Bu normal mi?” Ben de şaka yollu diyorum, bizde aileler büyük olur.
Tural'ın tavsiyesinden sonra Bakü'ye gelen Singapurluları çay kültürümüz şaşırtmış.
- Bir meslektaşım Bakü seyahatine gitmiş ve geri döndüğünde dedi ki: “Your city has too much tea!” (gülüyor). Ama şehrin güzelliğine, insanlara ve yemeklere aşık olmuştu.
Sohbetimizin başında Singapur'da çok az Azerbaycanlının yaşadığını söyleyen röportaj yaptığımız kişi, bunun olumlu ve olumsuz yönlerinden de bahsediyor.
- Bazen yalnız olduğumda biraz gariplik hissi oluyor, ama aynı zamanda bu bana ülkemi temsil etme imkanı veriyor. Herkes soruyor “Azerbaycan neresidir?” - ben de fırsattan istifade edip kültürümüzü tanıtıyorum, kendimizi tanıtıyorum.
Her iki ülke de çok aile odaklıdır. İnsanlar aile değerlerine ve misafirperverliğe önem verirler. Hem de her ikisinde de yemek kültürü çok güçlüdür ve her iki ülkede de genellikle yemek masaya sipariş edilir ve herkes paylaşır.
Bugün Azerbaycan genci artık dünyanın dört bir yanında ülkesini gururla temsil ediyor. Soydaşlarımızın toparlanması, birliği dünyaya güçlü ve yetenekli bir Azerbaycan diasporası sunuyor.
Biz bu defa size Singapur'da Azerbaycan'ın sesine, temsilcisine dönüşen Tural'dan bahsettik.
Azerbaycan'ın sesi nereden gelirse, size oradan haber vereceğiz. Bizi takip edin ve yurt dışındaki soydaşlarımızı tanımaya devam edin.
