Güney Azerbaycanlı ve Almanya'da çalışan diş hekimi Nureddin Garevi, 1950'li yıllarda ilk kez Azerbaycan'ın üç renkli bayrağıyla nasıl tanıştığını anlattı.
Modern.az bildiriyor ki, Nureddin Garevi TRT Avaz'a verdiği röportajda, Azerbaycan'da büyük coşkuyla kutlanan 9 Kasım Devlet Bayrağı Günü arifesinde ilginç bilgiler açıkladı.
Üç renkli bayrak ilk kez 1918 yılında Azerbaycan Halk Cumhuriyeti (AHC) tarafından göndere çekildi ve 1991 yılında ülkemiz bağımsızlığını kazandıktan sonra yeniden dalgalanmaya başladı.
Güney Azerbaycanlı Nureddin Garevi, bayrağın birçok kişiye bilinmeyen hikayesini paylaştı.
Resulzade'nin mirası ve rozet hikayesi
68 yaşındaki Nureddin Garevi, üç renkli bayrakla ilk kez 1950'li yıllarda karşılaştığını bildirdi.
O, İstanbul'da tıp eğitimi alan ağabeyi Muhammed Hasan'ın 1952 yılında Tebriz'e getirdiği hediyeyi şöyle anlattı:
“Ağabeyim 1950'li yıllarda Türkiye'nin İstanbul şehrinde tıp eğitimi alıyordu. Ben o zaman çocuktum ve doğduğum şehir Tebriz'de okulda okuyordum. Bir gün ağabeyim İstanbul'dan Tebriz'e geldi ve bana bir hediye getirdi: ceketinin yakasına taktığı mavi, kırmızı ve yeşil renkli metal rozet. Bu, Azerbaycan Halk Cumhuriyeti'nin üç renkli bayrağıydı. O dönemde Müslüman, Doğu ve Türk dünyasında ilk cumhuriyetin kurucusu Mehmet Emin Resulzade Ankara'da yaşıyor ve toplumsal, siyasi ve edebi faaliyetlerle meşgul oluyordu. Onun aracılığıyla bu üç renkli bayrak rozetleri elden ele dolaşıyordu. 1 Şubat 1949'da Resulzade, başkent Ankara'da Azerbaycan Kültür Derneği'ni kurdu. 1952 yılında derneğin İstanbul'daki toplantılarından birinde bu rozeti ağabeyime Resulzade hediye etmişti.”
“Bakü'de şaşırdılar”
“Kader beni de bir gün eğitim için Türkiye'ye götürdü. İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'ni bitirdikten sonra (1970-1976) Almanya'ya göç ettim. Bonn Üniversitesi'nde araştırmacı asistan olarak çalışmaya başladım ve orada uzmanlık dereceleri aldım. Daha sonra kendi diş hekimliği kliniğimi açtım ve bugün de hastalara hekim olarak hizmet veriyorum.
Sovyet döneminde Almanya'dan Bakü'ye seyahat ettim. Halk şairi Süleyman Rüstem ve Yazarlar Birliği'nden birçok Azerbaycan aydını ile sohbetlerimiz sırasında, o üç renkli Azerbaycan bayrağını yansıtan rozeti onlara gösterdim. Ağabeyimin Resulzade ile ilgili anılarını da paylaştım. Hepsi şaşırdı ve sordular: “Bizde hiç böyle bir bayrak oldu mu?”
Nureddin Garevi, Sovyet Azerbaycanı halkının o dönemde Halk Cumhuriyeti'nden ve onun bayrağından habersiz olduğunu bildirdi.
“1988 yılında, Azerbaycan'ın karışık dönemlerinde ben yeniden Bakü'ye gittim. Devlet adamı Ebülfez Elçibey ile de görüşüp sohbet ettim. Radyo, televizyon ve gazetelerde konuşmalarım oldu”, diye bildirdi.
Diaspora faaliyetleri
Diş hekimliği kariyerini Almanya'da sürdüren Nureddin Garevi, milli bir vatansever olarak diaspora faaliyetleriyle de meşgul oldu. O, Bonn'da Azerbaycan Kültür Merkezi'ni kurdu ve 24 yıl boyunca (1984-2008) “Anadil” (Ana dili) gazetesinin 288 sayısını yayımlayarak bunları Güney ve Kuzey Azerbaycan'a, Türkiye'ye, Kanada'ya, ABD'ye ve birçok Avrupa ülkesine dağıttı.
N. Garevi ayrıca modern Azerbaycan ile ilgili önemli teklifler sundu:
“Vatanımız Azerbaycan, özellikle de Karabağ Üniversitesi, Almanya'daki diş hekimliği kliniklerinden faydalanabilse ve Alman, Britanyalı, Amerikalı ve Türk uzmanları çekebilseydi, çok güzel olurdu. Bu, hem siyasi hem de bilimsel açıdan faydalı olurdu. Umarım yurt dışında yaşayan Güney ve Kuzey Azerbaycanlılar da Karabağ Üniversitesi'ne ilgi göstereceklerdir. İnanıyorum ki bu üniversite bir gün dünyanın en büyük bilim merkezlerinden birine dönüşecek".
9 Kasım Azerbaycan Bayrağı Günü münasebetiyle duygularını ifade eden Nureddin Garevi, konuşmasını "Yaşasın Azerbaycan devleti ve onun 50 milyon nüfusu! Bırakın Azerbaycan bayrağı her zaman semalarda dalgalansın! Türklerin bağımsızlığı ebedi ve ölümsüz olsun!" dileğiyle sonlandırdı.