Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkede artan sosyal hoşnutsuzluk ve ekonomik zorluklar zemininde bir darbe olasılığından endişe duyuyor.
Modern.az haber verir ki, bunu Büyük Britanya'nın “The Telegraph” yayını yazdı.
Belirtiliyor ki, Ukrayna ile savaşın uzaması, Batı'nın uyguladığı yaptırımların derinleşmesi ve ekonomik gerileme, Kremlin yönetiminde iç istikrara ilişkin korkuları artırdı.
Rusya ekonomisi çeyreklik gerileme eşiğindedir. Merkez Bankası'nın faiz oranlarını artırması iş dünyasını felç etti, enflasyon savaşın başından bu yana artarak %40'ı aştı, devlet borcu ise rekor seviyeye ulaştı.
Rusya Maliye Bakanlığı'nın tahminine göre, 2025 yılında bütçe açığı GSYİH'nin %2,6'sına (yaklaşık 5,7 trilyon ruble) eşit olacak, bu ise planlanandan beş kat fazladır. Gelir yetersizliğini düzenlemek için hükümet vergi oranlarını artırmak zorundadır.
2026 yılından itibaren KDV'nin %22'ye yükseltilmesi ve iç borçlanmanın artırılması planlanıyor ki, bu da devlet borcunun daha da şişmesine neden olacak.
Ukrayna'nın Rusya petrol rafinerilerine yönelik saldırıları sonucunda yakıt fiyatları yükseldi, petrol ihracatından elde edilen gelirler ise azalıyor.
Harvard Üniversitesi Rusya ve Avrasya Araştırmaları Merkezi uzmanı Craig Kennedy'nin görüşüne göre, askeri işletmelerin borcu şimdiden 190 milyar dolara ulaştı ki, bu da Rusya'nın yıllık bütçesinin %37'sine eşittir.
Analistler, Kremlin'in Çin'den ekonomik olarak bağımlı hale geldiğini belirtiyorlar. ABD Başkanı Donald Trump'ın “Rosneft” ve “Lukoil” şirketlerine karşı yeni yaptırımlar uygulaması durumu daha da gerginleştirdi. Bu karardan sonra Rusya petrolünün ana alıcıları olan Çin ve Hindistan ithalatı azaltmaya başladılar, bu da Kremlin'in döviz gelirlerine ciddi bir darbe vuruyor.
“The Telegraph” yazıyor ki, Putin'in çevresi, iç baskıları azaltmak için muhalefetin itibarsızlaştırılmasına yönelik kampanyalar yürütüyor.
Georgetown Üniversitesi Avrasya Araştırmaları Merkezi fahri direktörü Angela Stent'in sözlerine göre, bu, “iç istikrarsızlık döneminde Kremlin'in standart taktiği haline geldi”.
Gazete hatırlatıyor ki, 14 Ekim'de FSB, eski “YUKOS” yöneticisi Mihail Hodorkovski ve “Savaş Karşıtı Komite”nin 22 üyesi hakkında “iktidarı zorla ele geçirme girişimi” suçlamasıyla ceza davası açtı. Londra'da yaşayan Hodorkovski bu iddiaları “tamamen yalan ve korku yaratma amaçlı” olarak nitelendirdi.
