Bugüne kadar İran'ın nükleer sorunu için askeri bir çözüm yolu mevcut değildir. Konsensusa diplomasi ve adil müzakereler aracılığıyla, taraflardan birinin şartlarını dikte etmeye çalışmadan ulaşmak mümkündür.
Modern.az yabancı medyaya atıfta bulunarak haber veriyor ki, bunu İran Dışişleri Bakanı Abbas Araqçi uluslararası bir konferansta beyan etti.
"Biz hiçbir zaman nükleer teknolojilerin geliştirilmesi ve uranyum zenginleştirme hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz. Şimdi biz 12 günlük savaş (İsrail ile – red.) döneminden daha güçlüyüz" diyen Araqçi, ABD ve İsrail'in İran'ın nükleer programını yok etme girişimlerinin başarısız olduğunu vurguladı.
Araqçi, İran'ın her zaman müzakerelere hazır olduğunu gösterdiğini, ancak bu müzakerelerin savaş meydanında elde edilemeyen hedefleri dikte etmek için bir araç olarak kullanılmaması gerektiğini belirtti: "Müzakerelerde uzlaşma ve karşılıklı fayda vardır. Bir tarafın istediği her şeyi elde etmesi mümkün değildir".
Onun sözlerine göre, Tahran'ın nükleer programı, nükleer silahların yayılmaması anlaşmasının 4. maddesinde belirtilen haklara dayanmaktadır: "Barışçıl amaçlı nükleer teknolojilerin geliştirilmesi, zenginleştirme dahil, İran halkının ayrılmaz bir hakkıdır; bu haktan biz hiçbir zaman vazgeçmedik ve vazgeçmeyeceğiz".
İran Dışişleri Bakanı, İsrail'in ABD'nin desteğiyle kendi jeopolitik emellerini gerçekleştirdiğini ve uluslararası hukukun temellerini çiğnediğini belirtti. Washington'ın yıkıcı bir politika izlediğini, Tahran'a kendi şartlarını güç pozisyonundan dikte etmeye çalıştığını vurguladı.