“Hem Ermenistan'da hem de belirli ölçüde Azerbaycan'da öfke, güvensizlik ve kin hüküm sürüyor. Bu, 35 yıllık bir süreçte bu denli derinlikte düşmanlık ve nefretin tamamen doğal olduğunu gösteriyor. Ermenistan-Azerbaycan çatışması, bu tür olayların yaşandığı tek çatışma değil. Ancak belirli bir düzeyde nefret seviyesi ve düşmanlık oluşumu açısından benzersizdir. Ve bu meseleleri çözmek ve duyguları ortadan kaldırmak için daha çok iş yapmalıyız”.
Modern.az haber veriyor ki, bunu 21-22 Kasım tarihlerinde "Barış Köprüsü" girişimi çerçevesinde Azerbaycan'a ziyaret eden Ermenistan sivil toplum temsilcisi Areq Koçinyan 24 Kasım'da gazetecilerle görüşmede belirtti.
"Azerbaycanlı uzmanlar ve sivil toplum temsilcileri Ermenistan'dayken, birçoğunun önceki beyanatlarını ve konuşmalarını hatırlayarak "Bunlar barış kurucuları mı?" dediğini gördük. Demek istiyorum ki, aynı şey bizim de başımıza geldi. Önceki beyanatlarımız ve hareketlerimiz yayıldı ve insanlar diyorlardı: "Peki bu insanlar bizimle barış kurmaya mı gelmişler?"
Şimdi “kırmızı çizgi” çekmek ve ondan dışarı çıkmak imkanımız var. Başka bir deyişle, eğer geçmişe dönüp kimin ne dediğini, kimin ne yaptığını ve kimin nasıl davrandığını hesaplarsak, bunun çıkmaz bir son olacağı kanaatine varırdık. Bu bakımdan belirtmeliyim ki, bu meselede Azerbaycanlı ortaklarımızla belirli bir karşılıklı anlayış mevcuttur. Çeşitli siyasi şahsiyetler bu öfke, hayal kırıklığı, güvensizlik ve belirli ölçüde korkudan her türlü şekilde faydalanmaya çalışıyorlar ki, bundan kendi siyasi amaçları için yararlansınlar. Bu da benim fikrimce, oldukça iğrenç bir harekettir. Benim fikrimce, Ermenistan'da Ermenistan-Azerbaycan ve Ermenistan-Türkiye barış sürecine karşı çıkan herkes ya yabancı bir ajan, ya alçak, ya da ne konuştuğunu bilmeyen siyasetten uzak bir aptaldır", - diye Koçinyan vurguladı.