Ermenistan'ın eski cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın Rusya lideri Vladimir Putin'e gönderdiği gizli mektubun metni ortaya çıktı.
Modern.az haber veriyor ki, mektup bugün Ermenistan hükümetinin internet sitesinde yayımlandı.
Mektup Ermenistan yönetiminin yıllarca “barış yanlısı” görüntüsü yaratmasına rağmen, aslında sürece maksimalist, yapıcı olmayan ve Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü ile çelişen bir konumdan yaklaştığını doğruluyor.
Sarkisyan mektubunda Karabağ'daki ayrılıkçıların müzakerelerin tüm aşamalarında “tam yetkili taraf” olarak tanınmasını talep ediyor, 1991'de yapılan ayrılıkçı “referandumun” sonuçlarının gelecekteki statünün temel hukuki dayanağı sayılmasını istiyor ve Azerbaycan'ın işgal altındaki bölgelerden çekilmesini yalnızca Rusya'nın sağlayacağı güvenlik koşullarıyla şartlandırıyordu.
Mektupta en dikkat çekici nokta ise Ermenistan'ın Rusya aracılığıyla Azerbaycan'a baskı yapılmasına açıkça çağrı yapması, hatta Bakü'nün talepleri kabul etmeyeceği takdirde “Dağlık Karabağ'ın bağımsızlığının tanınması sürecine başlama” yönünde bir teklif sunmasıdır.
Belgeden anlaşılıyor ki, Ermenistan müzakerelerde dengeli bir çözüme değil, fiilen statükonun korunmasına, ayrılıkçı rejimin meşrulaştırılmasına ve işgal altındaki toprakların iade edilmemesine çalışmıştır. Sarkisyan, Rusya'nın arabuluculuk rolünü nötr bir mekanizma olarak değil, Bakü'ye karşı siyasi bir baskı aracı olarak görmeye çalışıyor ve Moskova'nın bölgedeki ağırlığını kullanmasını açıkça talep ediyor.
Mektup aynı zamanda Ermenistan'ın yıllarca uluslararası arabuluculara yapıcı bir taraf olarak sunulmasına rağmen, gerçek müzakerelerde barışa yönelik adımlar atmaya niyetli olmadığını gösteriyor. Belgede Bakü tarafından ileri sürülen “topraklar karşılığında barış” formatı en tehlikeli senaryo olarak sunuluyor, uzlaşmaya gitmek yerine Ermenistan'ın maksimalist konumundan geri çekilmeyeceği vurgulanıyor.
Bu mektup, Ermenistan'ın önceki yönetiminin müzakere sürecindeki samimiyetiyle ilgili sorulara nokta koyuyor: resmi Erivan yıllarca bölgede istikrara giden yolları kapatmış, barış sürecini manipüle etmiş ve Rusya faktörünü kullanarak Azerbaycan'ın meşru taleplerini etkisiz hale getirmeye çalışmıştır.
Ortaya çıkan belge gösteriyor ki, çatışmanın 30 yıla yakın bir süre uzamasının temel nedenlerinden biri Ermenistan'ın gerçekliğe uygun olmayan maksimalist politikası ve barışa değil, statükoyu korumaya yönelik konumu olmuştur.
