Emektar sanatçı Cabir İmanov'un trenajor salonunda ani kalp krizinden ölmesi etrafındaki tartışmalar devam ediyor.
Modern.az'ın haberine göre, tanınmış hekim - sağlıklı beslenme uzmanı Erşad Ezimzade de olaya ilişkin açıklama yaptı.
O, bu olayın birkaç önemli noktayı öne çıkardığını belirtti:
“Bilindiği üzere, ülkemizde, özellikle de Bakü'de trenajor salonlarının sayısı kozmik hızla artıyor. Onları açan beceriksiz işgüzarlar insanların sağlığını koruma amacı gütmüyor, tek amaç para kazanmaktır. Canlı organın fonksiyonu ve ihtiyacı hakkında hiçbir anlayışı olmayan gençler, aşırı kilolu kadınlar ve erkekler sağlıklı yaşam tarzı yolunu tutmak yerine, kolay yolla kendi kusurlarını çözmeye, “formda kalmaya”, yahut göze çarpan dış görünüş elde etmeye çalışıyorlar. Sonucu da tüm durumlarda başarısız oluyor”.
E. Ezimzade'nin sözlerine göre, mantar gibi artan trenajor salonlarına akın Azerbaycan toplumunda sağlık ve gıda kültürünün düşük seviyede olmasına, ülkede bilinçlendirme çalışmasının yapılmadığına işaret ediyor.
“Oysa bilime çoktan bellidir ki, sporun tüm türleri sağlığın düşmanıdır. Hepimizin gözü önünde sahada düşüp ölen, yahut kalp krizi geçiren genç futbolcular, sporla yoğun meşgul olan insanların az yaşaması bunun kaçınılmaz sonucudur. İnsanda sinir gücü değil, kas gücü yaratan tüm spor türleri, ayrıca “kas yapan” trenajor salonları sağlığın düşmanıdır”, - E. Ezimzade vurguladı.
O, dünyanın tanınmış naturopat bilim insanlarının tüm hareketleri iki kısma ayırdığını belirtti: faydalı ve zararlı hareketler:
“Ağırlık kaldırmak, koşu, güreş, kuralsız dövüşler, boks, futbol ve sporun diğer türleri iç organlara, özellikle de kalbe güçlü darbe vurur, ömrü kısaltır. Trenajor salonunda bulunan aletler de sağlığa zerre kadar bile hizmet etmiyor, hastalıkların önüne geçemiyor, hastayı iyileştiremiyor. Vücuda iyi form veren bu hareket türü, tekrar ediyorum, kalbin düşmanıdır.
Bize kas gücü yaratan spor değil, insana hem güzellik veren, hem de onun sağlığını koruyan, bunu yitirdiğinde ise restore eden beden eğitimi lazımdır. Beden eğitimine dahil olan hareket türleri yeterince fazladır. Onların şahı - her sabah hızlı adımlarla 8-10 kilometre mesafeyi açık havada katetmek ve dahi Japon bilim insanı Katsudzo Nişi'nin tavsiye ettiği güzelleştirici ve saflaştırıcı egzersizleridir. Onlar sağlıklılara da lazımdır, aynı zamanda, hastalara da, gençlere de, yaşlılara da. Başlamak hiçbir zaman geç değildir.
Elbette, insan birdenbire o kadar mesafeyi kat edemez. Özellikle de hastalar ve yaşlı insanlar. Bu yüzden minimum mesafeden, örneğin, 1 kilometreden başlamak ve onu tedricen artırmak lazımdır. Kalbin evini yıkan koşudan farklı olarak, hızlı adımlarla yürümek, hem omurga sütununu dik bir duruma getirir, hem deriyi güzelleştirir, hem de kalbin ve akciğerin faaliyetini güçlendirir, kasları, damarları, tendonları, kemikleri sağlam ve elastik yapar.
Aynı fikir yüzme hakkında da söylenebilir. Yüzme de insanı hem güzel yapar, hem deriyi güzelleştirir, hem de kasları, iç organları güçlendirir. Jimnastik, voleybol ve tenis oynamak da faydalı hareket türleridir”.
E. Ezimzade, beden eğitimine dahil olan hareketlerin aynı zamanda sağlık için çok önemli olan bir dengeyi koruduğunu belirtti. Söz konusu olan, alınan enerji (gıda) ile harcanan enerjinin (hareket) dengesidir.
“Bu dengeyi bozan insanların, özellikle de gıdada sadece lezzet arayan oburların vücudunu et basar. Fazla et iç organların alanını daraltır, onların fonksiyonunu bozar. Onlar kurtuluş yolunu trenajor salonlarında arıyorlar. Bulamıyorlar. Kurtuluş yolu – beden eğitimidir.
