Modern.az

Taş Tepeler: İnsanlık tarihini yeniden yazan 5 yıl

Taş Tepeler: İnsanlık tarihini yeniden yazan 5 yıl

Kültür

3 Aralık 2025, 09:20

Türkiye'nin güneydoğusunda, verimli Harran ovasının derinliklerinde yer alan antik Taş Tepeler kompleksi, son yılların en önemli arkeolojik buluntularına ev sahipliği yapmaktadır.

Şanlıurfa'da 12 Neolitik dönem anıtını bir araya getiren Taş Tepeler projesi, faaliyetinin 5. yılına girerek, 12 bin yıl önceki yaşama ışık tutan 30 yeni ve oldukça sıra dışı keşfi kamuoyuna sundu.

Bu yıl Karahantepe Ziyaretçi Merkezi'nde düzenlenen yıl dönümü etkinliğinde en çok dikkat çeken buluntulardan biri Sayburç bölgesinde keşfedilen insan heykelidir. Heykelde ağzı dikilmiş halde tasvir edilen figür antik defin ayinleri ve sembolik inançlar hakkında etkileyici ipuçları vermektedir. Projenin ana merkezi sayılan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilen Göbeklitepe'den ise duvarın içerisine adak sunusu olarak yerleştirilmiş insan tasviri sunuldu. Bu buluntu, Neolitik dönem heykeltıraşlığının ince estetiğini bir kez daha ortaya koymaktadır.

Sefertepe bölgesinde 12 bin yıl öncesine ait buluntular keşfedildi

Sefertepe bölgesinde keşfedilen buluntular da dikkat çekti. Burada biri yüksek rölyef, diğeri ise alçak rölyef tekniğiyle işlenmiş iki insan yüzü tasvir edilmiştir. Üslup farklılığı bu rölyefleri Taş Tepeler'de şimdiye kadar rastlanan örneklerden keskin bir şekilde ayırmaktadır. En ilginç keşiflerden biri ise siyah serpantin taşından yapılmış, her iki yüzünde duygusal insan yüzleri oyulmuş iki yüzlü boncuktur. Boncuğun merkezinden simetrik şekilde delinmiş bu nadir örnek, Neolitik dönem ustalarının yüksek zanaatkarlık yeteneğini sergilemektedir.

“Bu yerleşim yerleri dünya tarihine tamamen yeni bir bakış açısı getirdi,” - bunu projenin yıl dönümü etkinliğinde konuşan Türkiye'nin kültür ve turizm bakanı Mehmet Nuri Ersoy belirtti.


Kelimenin tam anlamıyla ikna edici gerçekler ortaya çıkıyor: Yaklaşık 12 bin yıl önce Anadolu topraklarında çeşitli boyutlarda, yoğun yerleşimli yaşam alanları mevcut olmuş ki bu da tarihçilerin şimdiye kadar mümkün kabul ettiğinden daha karmaşık sosyal yapıların oluştuğunu göstermektedir.

Bu iddianın büyüklüğü projenin önemiyle örtüşmektedir. Bakan Ersoy, Taş Tepeler'i “dünyanın Neolitik başkenti”ne dönüşecek bir merkez olarak görüyor - ve bu iddia son yıllarda art arda ortaya çıkan keşiflerle tamamen doğrulanmaktadır. Bu buluntular, insanlığın göçebe avcı-toplayıcı yaşam tarzından yerleşik topluma geçişine dair geleneksel bilimsel anlayışları yeniden değerlendirmeye zorlamaktadır.

Keşfedildiği günden bu yana dünya çapında büyük ilgi gören Göbeklitepe ne kadar dikkat çekiyorsa, Karahantepe de bir o kadar karmaşık bilimsel sorular doğurmaktadır. Sayburç, Sefertepe, Harbetsuvan, Çakmaktepe, Yenimahalle, Söğüt Tarlası, Mendiktepe, Yoğunburç, Gürcütepe ve en son eklenen Ayanlar Höyük ile birlikte bu antik yerleşimler, Neolitik dönemin — insanlık tarihinin en az anlaşılan evrelerinden birinin — yeniden yazılmasını zorunlu kılan muhteşem bir manzara yaratmaktadır.

Taş Tepeler projesi sadece arkeolojik bir kazı değil

Taş Tepeler projesi sadece arkeolojik bir kazı değil - bu, 12 farklı alanda paralel şekilde çalışan 219 araştırmacıyı, 15 Türk ve 21 yabancı olmak üzere toplam 36 akademik kurumu bir araya getiren geniş çaplı uluslararası bir işbirliği modelidir. Bu eşsiz koordinasyon, bölgedeki antik yerleşimlerin birbiriyle nasıl ilişkili olduğunu daha derinden anlamaya olanak sağlamaktadır.

Buluntuların ölçeğiyle uyumlu şekilde koruma çalışmaları da genişlemektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın “Gelecek Nesillere Miras” programı çerçevesinde Göbeklitepe'de Aslanlı Yapı ve C Yapısı'nın restorasyonu zaten tamamlanmıştır. Karahantepe'de AD Yapısı'nda, Sayburç'ta ise yaşam binasında mimari restorasyon çalışmaları devam etmektedir.

Aynı zamanda altyapı da güçlendirilmektedir. Göbeklitepe'de yeni ziyaretçi merkezinin, Karahantepe'de ise araştırma merkezi ve kazı evi ile birlikte bilimsel kompleksin inşası tamamlanmak üzeredir. Bu araştırma merkezi, Taş Tepeler  projesinde yapılan tüm arkeometrik analizlerin tek bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlayacak - böylece dünya çapında önem taşıyan keşiflerin bilimsel araştırması daha sistemli olacaktır.

Proje altıncı yılına girdikçe, her bir dikkatle çıkarılan eser, her bir hassasiyetle belgelenen yapı, bu bölgelerde piramitlerden, Stonehenge'den ve yazılı tarihten binlerce yıl önce var olmuş karmaşık ve gelişmiş toplumları daha net bir şekilde ortaya çıkarmaktadır. Taş Tepeler yerleşimleri, insan yaratıcılığının en eski izlerini koruyup saklayan nadir anıtlardır ve insanlık medeniyetinin tarihinin düşündüğümüzden kat kat daha eski, daha zorlu ve daha muhteşem olduğunu bir kez daha hatırlatmaktadır.


Sergiler

Türkiye, Taş Tepeler bölgesini ve orada elde edilen eşsiz buluntuları geniş dünya kitlesine tanıtmak için uluslararası sergi programını aktif şekilde genişletmektedir.

 “Göbeklitepe: Kutsal Mekanın Sırrı” sergisi 2024 yılının Ekim ayından 2025 yılının Mart ayına kadar Roma'daki Kolezyum'da sergilenmiş ve altı ay boyunca rekor sayıda – 6 milyon ziyaretçi ağırlamıştır.

“Kurulmuş Toplum: Göbeklitepe, Taş Tepeler ve 12 Bin Yıl Önceki Yaşam” adlı bir sonraki büyük sergi 2026 yılının Şubat–Temmuz aylarında Berlin'deki James-Simon Galerisi'nde sunulacaktır.

 2026 yılında Londra'daki tarihi Guildhall Sanat Galerisi'nde, 2027 yılında ise Japonya'nın Tokyo Ulusal Müzesi'nde Göbeklitepe/Taş Tepeler konulu sergilerin düzenlenmesi için ilgili kurumlarla görüşmeler devam etmektedir.

Bu uluslararası girişimler, Taş Tepeler'in arkeolojik mirasını küresel düzeyde tanıtarak, bölgenin binlerce yıl önceki insan hikayesini dünya ile paylaşmayı hedeflemektedir.

Saadet H.

Instagram
Gündəmdən xəbəriniz olsun!
Keçid et
DTX-dən ƏMƏLİYYAT - Daha bir vəzifəli şəxs saxlanıldı