Güney Kafkasya'da sürdürülebilir barışın tesisi yönünde adımlar atıldıkça, hem bölge devletlerinin resmi temsilcilerinin hem de sivil toplum kuruluşlarının bu süreçte daha aktif katılımı meselesi gündeme gelmektedir. Bu bağlamda, Azerbaycan ve Ermenistan arasında yürütülen müzakerelerin sadece siyasi düzeyde değil, toplumsal düzeyde de desteklenmesi ihtiyacına dikkat artmaktadır. Söz konusu bağlamda, Azerbaycan'da faaliyet gösteren STK'ların Ermenistan'a ziyaretinin gerçekleşmesi meselesi gündeme gelmektedir.
Modern.az'a yaptığı açıklamada, Sosyal Ekonomik Araştırmalar Merkezi Kamu Birliği Başkanı, Milli STK Forumu Yönetim Kurulu Üyesi Zaur İbrahimli, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki barış müzakereleri bağlamında öncelikli görevlerden birinin taraflar arasında güven ortamının güçlendirilmesi olduğunu belirtmiştir.
“Bu açıdan, toplumların barışa hazırlanması ve vatandaşlar arasında iletişimin kurulması özel bir önem taşımaktadır. Güven ortamının pekiştirilmesi ve toplumlararası barışın teşviki için sivil toplum kuruluşları arasında diyalog platformlarının oluşturulması da önemli yönlerden biri sayılmaktadır”.
O, ayrıca Azerbaycan ve Ermenistan arasında barış anlaşmasının metninin hazırlandığını ve bu belgede barış inşasına yönelik mekanizmaların uygulanmasının öngörüldüğünü belirtmiştir.
“Söz konusu mekanizmalardan biri de sivil toplum kuruluşları arasında iş birliği olabilir. Bu iş birliğine gençler, kadınlar ve barış inşası alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları (STK'lar) dahil edilebilir. Onların ortak müzakereleri, atacakları ortak adımlar ve çeşitli engellerin aşılması yönünde gerçekleştirecekleri girişimler barış sürecine önemli katkı sağlayabilir. Uluslararası tecrübede bu tür girişimlere yaygın olarak rastlanmaktadır”.
Mülakatçımız, Azerbaycan'ın müzakereler süresince her zaman barışa hazır olduğunu gösterdiğini de belirtmiştir:
“Sayın Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de Ermenistan'a yük transitine ilişkin tüm engellerin kaldırıldığını beyan etmiştir. Bu gerçek, Azerbaycan'ın barış gündemine sadık olduğunu ve bu süreçte tutarlı ve prensipli bir duruş sergilediğini bir kez daha teyit etmektedir. Ayrıca, diğer alanlarda da Azerbaycan aynı yaklaşımla hareket etmektedir”.
Onun sözlerine göre, burada temel sorumluluk Ermenistan tarafına düşmektedir:
“Unutulmamalıdır ki, 35 yıl önce Azerbaycan toprakları Ermenistan tarafından işgal edilmişti. Mevcut aşamada insanlar arasında barış ve bir arada yaşama ilkelerini teşvik etmek için Ermenistan sivil toplumu daha aktif ve girişimci bir duruş sergilemelidir. Bu yöndeki sorumluluk da öncelikle onların üzerindedir. Elbette, Azerbaycan tarafı da bu süreçte kendi desteğini gösterebilir”.
Z. İbrahimli, Azerbaycan STK temsilcilerinin Ermenistan'a ziyareti meselesine de dikkat çekmiştir:
“Azerbaycan STK temsilcilerinin Ermenistan'a ziyaretleri meselesine gelince, eğer barış ve güven inşası tedbirlerine STK'lar dahil edilecekse, karşılıklı ziyaretlerin gerçekleşmesi mümkündür. Ancak bu ziyaretler somut bir konuya ve amaca hizmet etmelidir. En önemlisi ise, söz konusu ziyaretlerin mevcut fikir ayrılıklarını daha da derinleştirmemesi, aksine barışa ve karşılıklı anlayışa hizmet etmesidir. Bununla birlikte, ziyaretlerin planlaması önceden ciddi bir şekilde yapılmalı ve pratik sonuç verebilecek yönler doğrultusunda gerçekleştirilmelidir”,- diyerek sözlerini tamamlamıştır.