1988 yılından itibaren her yıl 1 Aralık dünyada AIDS'le (Edinilmiş İmmün Yetmezlik Sendromu) Mücadele Günü olarak kutlanmaktadır. Bu günün uluslararası düzeyde kutlanması, dünyanın tüm bölgelerinde İnsan İmmün Yetmezlik Virüsü'nün (HIV enfeksiyonu) ve AIDS'in yayılmasıyla mücadelede çabaların birleştirilmesine hizmet etmektedir. AIDS'le Mücadele Günü'nün kutlanmasındaki temel amaç, dünya ülkelerini sorunla mücadelede bir araya getirmektir.
Modern.az haber verir ki, Sağlık Bakanlığı Cumhuriyet AIDS'le Mücadele Merkezi Müdürü Famil Mammadov'un sözlerine göre, HIV enfeksiyonu, bağışıklık sisteminin giderek artan hasarıyla karakterize olan enfeksiyonel bir hastalıktır.
HIV enfeksiyonunun seyrinde 4 aşama belirlenir. Bu aşamalara bağlı olarak, HIV ile enfekte olan kişilerde çeşitli klinik semptomlar görülebilir. İlk aşamada genel halsizlik, çabuk yorulma, lenf düğümlerinin büyümesi, periyodik olarak ateşin yükselmesi gözlemlenir. Daha sonraki aşamalarda ise diğer komplikasyonlar - deri ve iç organların mantar kaynaklı hasarları, tüberküloza özgü belirtiler, kötü huylu tümörler görülür.
AIDS ise Edinilmiş İmmün Yetmezlik Sendromu olarak adlandırılarak, HIV enfeksiyonunun son aşamasıdır. Bu aşamada HIV ile enfekte olmuş kişilerde artık bağışıklık sisteminin daha progresif hasarı gözlemlenir ve hastalarda çok sayıda komplikasyon – tüberküloz, merkezi sinir sisteminin hasarı, mide-bağırsak sisteminde patolojiler, kötü huylu tümörler gelişir.
Direktör, Azerbaycan'da ilk HIV ile enfekte kişinin 1987 yılında tespit edildiğini söyledi. Genel olarak, 1987 yılından 2025 yılının üçüncü çeyreğinin sonuna kadar, 11 bin 260 HIV ile yaşayan Azerbaycan vatandaşı Cumhuriyet AIDS'le Mücadele Merkezi'nde resmi kayıttadır.
Bunların %70'i erkekler, %30'u ise kadınlardır.
“Özellikle vurgulamak isterim ki, HIV enfeksiyonuna yüksek eğilimli risk grupları, ayrıca genel nüfus arasında amaçlı bir şekilde uygulanan ve hayata geçirilen çeşitli yönlü anti-epidemik ve profilaktik tedbirlerin sonucudur ki, Azerbaycan, Doğu Avrupa ve Orta Asya bölgesine dahil olan ülkeler arasında HIV'in yayılma göstergesi en düşük olan ülkelerdendir.
İnsan İmmün Yetmezlik Virüsü'ne karşı mücadele devletimizin sağlık politikasında önemli bir yer tutar ve bu alanda yürütülen faaliyetler birkaç temel yönde sistemli bir şekilde hayata geçirilmektedir”.
F. Mammadov, şu anda ülkemizde HIV/AIDS ile ilgili hizmetlerin iyileştirilmesi yönünde önemli adımlar atıldığını söyledi. HIV'in tespit stratejisinin iyileştirilmesi, Sağlık Bakanlığı Cumhuriyet AIDS'le Mücadele Merkezi (CAMM) ile devlet ve özel tıp kurumları arasında verimli işbirliğinin kurulması, CAMM tarafından risk gruplarının yanı sıra genel nüfus arasında da bilgilendirici tedbirlerin ve kitlesel muayenelerin düzenlenmesi, tanıda yüksek hassasiyete, özgüllüğe sahip testlerin kullanılması bu yönde atılan adımlardandır.
"Ülkemizde HIV'in tespiti, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) son tavsiyelerine uygun olarak, CAMM'de ve bölgelerde yaşayan insanların muayenelere erişilebilirliğinin sağlanması amacıyla 10 bölgesel laboratuvarda gerçekleştirilmektedir. Bunlarla birlikte, HIV enfeksiyonuna daha yüksek eğilimli ve nispeten topluma kapalı olan risk gruplarının HIV testleri CAMM tarafından düzenlenen seyyar ve sabit gönüllü muayene noktalarında yapılmaktadır. Muayeneler ücretsiz, anonimlik ve gizlilik ilkesine tam uyularak gerçekleştirilir. Bu, bireylerin sosyal damgadan arınmış, korku hissi olmadan testten geçmelerine olanak tanır ve HIV tanısının gizliliğini sağlar.
Tüm bu tedbirler, HIV enfeksiyonunun zamanında ve erken aşamada tespit edilmesi, etkili tedavinin başlanması için gerekli koşulları yaratır. Sonuç olarak, HIV testleri sadece tıbbi tanı ve tedavi sürecinin temel bir elementi değil, aynı zamanda sağlıklı ve bilgili bir toplumun inşası için önemli bir sosyal araçtır".
Direktör, düzenli ve doğru uygulanan tedavi sonucunda HIV enfeksiyonunun artık ölümcül bir hastalık değil, yönetilebilir kronik bir hastalığa dönüştüğünü söyledi:
“Ülkemizde HIV ile yaşayan kişilere ART 2006 yılından itibaren uygulanmaktadır. HIV ile yaşayan kişilerin tedavisi Sağlık Bakanlığı Cumhuriyet AIDS'le Mücadele Merkezi tarafından başarıyla yürütülmekte ve koordine edilmektedir. Şu anda on binden fazla HIV ile yaşayan Azerbaycan vatandaşı antiretroviral tedavi programı kapsamında sürekli kontrol ve tedavi altındadır.
Ülkemizde uygulanan tedavi şemaları, DSÖ'nün tavsiyelerine dayanarak, ulusal protokole uygun olarak HIV ile yaşayan insanlara ücretsiz, anonimlik ve gizlilik ilkesi korunarak reçete edilmektedir. Bölgelerde yaşayan vatandaşların tedaviye erişilebilirliğini sağlamak amacıyla ARV preparatlarının verilmesi bölgesel HIV laboratuvarları tarafından gerçekleştirilmektedir.”