21 Ekim'de Parlamentlerarası Birlik'in 151. Genel Kurulu çerçevesinde Azerbaycan Milli Meclisi Başkanı Sahibe Gafarova ile Ermenistan Parlamentosu Sözcüsü Alen Simonyan arasında bir görüşmenin gerçekleşmesi bekleniyor.
Belirtmek gerekir ki, taraflar son kez 2025 yılının Nisan ayında Sankt-Peterburg'da görüşmüşlerdi.
Bu seferki görüşme sırasında hangi konuların müzakere edileceği, ayrıca 8 Ağustos Washington zirvesinde paraf edilen barış belgesinin onaylanmasıyla ilgili konunun da gündemde olup olmayacağı merak uyandırıyor.
Milli Meclis Uluslararası İlişkiler ve Parlamentolararası Bağlantılar Komitesi üyesi Elman Nasirov Modern.az'a yaptığı açıklamada, sözcülerin görüşmesinin barış sürecine dinamizm kattığını belirtti:
“Azerbaycan Milli Meclisi Başkanı Sahibe Gafarova ile Ermenistan Parlamentosu Sözcüsü Alen Simonyan Cenevre'de görüşecekler. Hiç şüphesiz, parlamento başkanları düzeyindeki temaslar barış sürecine dinamizm katmakta ve onun daha da ileriye taşınması menfaatine hizmet etmektedir. 8 Ağustos'ta ABD'nin başkenti Washington'da Başkan Donald Trump'ın katılımı ve şahitliğiyle Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanları barış anlaşmasını paraf ettiler. Aynı zamanda Azerbaycan ve Ermenistan devlet başkanları ABD liderinin katılımıyla ortak bir bildiri de kabul ettiler. Bu, barış sürecinin oldukça ilerlediği anlamına gelmektedir. Ve barış gündeminin ileriye taşınması yönünde çok önemli adımlar atılmaktadır”.
Onun görüşüne göre, 2026 yılının Azerbaycan-Ermenistan barış anlaşmasının imzalanacağı yıl olacağı ihtimal dışı değildir:
“Bu açıdan Azerbaycan ve Ermenistan parlamento başkanlarının görüşmeleri de aynı menfaate hizmet etmektedir. Öyle yapmalıyız ki barış süreci geri dönülmez bir sürece dönüşsün ve atılan her bir sonraki adım barış gündeminin daha da zenginleşmesine ve nihayet bu sürecin mantıksal bir sonuçla tamamlanmasına yol açsın. 2026 yılının 7 Temmuz'unda Ermenistan'da parlamento seçimi yapılacak ve bunun ardından referandumun düzenlenmesi beklenmektedir. Azerbaycan'a karşı toprak iddialarının anayasadan çıkarılacağı ihtimal dışı değildir”.
Barış belgesinin onaylanmasıyla ilgili E. Nasirov şunları söyledi:
“Barış anlaşması imzalanırsa, doğal olarak, barış anlaşmasının uzun ömürlülüğünü ve sağlamlığını sağlamak için her iki devletin parlamentosunda onaylanması bir zorunluluğa dönüşebilir. Çünkü anlaşma onaylandığında belgenin sağlamlık katsayısı güçlenir ve daha ciddi bir mahiyet kazanır. Milletvekillerini halk seçer. Bu nedenle bu, aynı zamanda halkın iradesinin bir göstergesidir. İşte bu yüzden, evet, barış anlaşmasının imzalanmasından sonra belgenin her iki parlamentoda onaylanmasının bir zorunluluğa dönüşeceğini düşünüyorum”.
Milli Meclis Uluslararası İlişkiler ve Parlamentolararası Bağlantılar Komitesi'nin diğer üyesi Fariz İsmayılzade, modern dönemde parlamento diplomasisinin rolünün çok büyük olduğunu vurguladı:
“İkili işbirliğinin kurulmasında, genişlemesinde ve derinleşmesinde sözcülerin görüşmeleri de çok önemli bir rol oynamaktadır. Barış gündemi çerçevesinde Azerbaycan ve Ermenistan yetkililerinin sık sık görüştüğünü, ikili ilişkilerin güçlendiğini ve güvenin oluştuğunu göz önüne alırsak, bu sürece sözcülerin görüşmelerinin de çok büyük katkı sağlayabileceğini söyleyebiliriz. Washington'da imzalanan belgelerden ve gelecek yıl Ermenistan'da yapılacak parlamento seçimlerinden sonra beklediğimiz referandum gerçekleşirse, sözcülerin görüşmesinin buna çok büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum. Burada karşılıklı güvenin oluşturulması, diyaloğun kurulması ve işbirliğinin müzakere edilmesine büyük bir ivme kazandırılacaktır”.
F. İsmayılzade, paraf edilmiş barış belgesinin her iki ülkenin parlamentosunda onaylanması meselesiyle ilgili şunları söyledi:
“Hayır, genel olarak, parlamentoda olağanüstü toplantı sırasında Washington meselelerinin hepsi müzakere edilmişti. Milletvekilleri de kendi görüşlerini belirtmişler ve Sayın Cumhurbaşkanı'nın dış politikasına, genel olarak barış gündemine tam destek vermişlerdi”.
