Vügar İskenderov: "Şekililerin çoğunluğunu Hacı amca olarak kabul etmek mümkündür"
"2016 yılına kadar lakabım “Karate Vügar” idi, şimdi ise “Milletvekili Vügar”dır"
Azerbaycan medyasında milletvekilleriyle yapılan röportajlar daha çok yasama, onların seçmenlerle, yabancı kuruluşlarla, ayrı ayrı ülkelerle ilişkili dostluk gruplarındaki faaliyetleri, toplumsal-siyasi meseleler, gündem konuları vb. ile ilgili olmuştur.
Modern.az'ın “Bölge milletvekilinin gözüyle” projesinde bölgelerimizin hayatına milletvekilinin gözüyle bakıyoruz. Milletvekili, parlamento faaliyetleri dışında, seçildiği ilçenin günlük hayatı, başarıları ve gelecek planları hakkında görüşlerini paylaşıyor.
Bu seferki konuğumuz Milli Meclis'in 114 sayılı Şeki şehir seçim bölgesinden seçilen milletvekili Vügar İskenderov'dur.
O, Şeki hakkında birçok sorumuza cevap verdi:
- Vügar Bey, Şeki oldukça renkli bir bölgedir. Burası hakkında her defasında yeni bilgiler edinmek mümkündür. Peki Şeki denince aklınıza ilk olarak neler geliyor?
- Şeki, Azerbaycan'ın en eski yerleşim yerlerinden, tarihi şehirlerimizden biridir. Bu yıl Şeki şehrinin kuruluşundan bu yana 2714 yıl geçiyor. Şeki'yi ilginç kılan, tarihin korunmuş olmasıdır. Burada dünya ve ülke çapında önemli anıtların sayısı 100'den fazladır. Şeki Han Sarayı ile ilgili Nazım Hikmet'in ilginç bir sözü var: eğer Azerbaycan'ın hiçbir şeyi olmasaydı, sadece Şeki Han Sarayı'nı gösterip onu tüm dünyada tanıtmak mümkündü. Kiş Alban tapınağı, dünyadaki benzer tüm anıtların anası olarak kabul edilir. Norveçli gezgin Thor Heyerdahl, "tarihi doğru araştırırsak, bizim kökümüzün (Norveçlilerin – red.) de bu bölgeye ait olduğunu" belirtiyordu. Diğer yandan, Şeki ipekçiliği ile dünyada tanınır. Öyle bölgeler var ki, orada oteller yeni inşa edilmiş veya ediliyor. Şeki'de ise 5 kervansaray var. Hepsi de 300 yıldan fazla bir tarihe sahiptir. O kervansaraylar şimdiki alışveriş merkezlerine ve otellere benziyor.
Şeki, Azerbaycan'da 24 çeşit tatlının pişirildiği tek şehirdir. Bakü'de veya başka ilçelerde desinler ki, ben Şeki baklavası yapacağım - asla olmaz. Ama bazı tatlılarımız - şekerpare, baklava - her ilçede yapılabilir. Azerbaycan'da 65 çeşit pilav var, bunların 38'ini 2009 yılında Şeki'deki mutfak festivalinde sunmuştuk. Şeki, Azerbaycan'ın daimi zanaatkarlık başkentidir. Minimum 14 eski halk sanatı Şeki'de hala korunmaktadır.
- Genellikle bir bölgeyi onun yetiştirdikleri, oradan çıkmış insanlar daha iyi tanıtırlar, bu bakımdan, Şeki'yi kimler ve hangi faaliyetleriyle tanıttılar?
- İnternet kaynaklarında Şeki'nin önde gelen şahsiyetleri hakkında araştırma yaparsanız, bu insanların gerçekten de sayısının olmadığını göreceksiniz. Latin alfabesini Azerbaycan'a getiren Mirza Fetali Ahundzade, Kiril alfabesini getiren Reşid Bey Efendiyev – her ikisi de Şekili olmuştur. İlk opera yazan kadın Şefika Ahundzade, Azerbaycan biliminde derin izler bırakan Yaşar Karayev, basın araştırmacısı Şirmemmed Hüseynov da Şekilidir. Şiirde Bahtiyar Vahabzade, müzikte Cevdet Hacıyev, Emin Sabitoğlu, Cavanşir Guliyev, sinemada Rasim Ocagov, İsmail Osmanlı, Lütfeli Abdullayev'i de bu listeye ekleyebilirim. Cazı Azerbaycan'a getiren Vagif Mustafazade'nin kendisi de aslen Şekili olmuştur. Babası Şeki'de yaşamış, okumuş, çalışmış, daha sonra İçerişehir'e taşınmışlar. Vagif Bakü'de doğsa da, Şeki'ye bağlılığını korumuştur. Saydığım insanların hepsi sadece Azerbaycan'a değil, bütünüyle Kafkas, Doğu, dünya kültürüne katkısı olan şahsiyetlerdir. Muğam denince Karabağ akla gelir, ama Şekili Elesger Abdullayev vefat ettiğinde Han Şuşinski demiştir ki, biz bugün Elesger'i defnetmiyoruz, biz "Rahab" muğamını defnediyoruz. Aşık sanatı Kazah-Tovuz'a ait olsa da, Molla Cuma Şeki'dendir. Muğamı bugün yaşatan Könül Hasıyeva, Gülyaz, Gülyanak kardeşler aynı zamanda Şeki'yi yaşatıyorlar.

- Peki Şeki'de tiyatro geleneği modern dönemde nasıl korunuyor?
- Dediklerimi, sanırım tiyatro eleştirmenleri de onaylayacaktır, bölge tiyatroları içerisinde Şeki'nin tamamen ayrı bir tarzı ve yolu var. Azerbaycan tiyatroseverleri arasında Şeki tiyatrosunun turnesini, oyununu bekleyen insanlar oldukça fazladır. Hüseynağa Atakişiyev, Cahangir Zeynalov gibi önde gelen yönetmenler 10 yıl Şeki tiyatrosunda çalışmışlardır. Uzun yıllardır Azerbaycan Kültür ve Sanat Üniversitesi'ni bitirip Şeki'de çalışmaya giden öğrenci yoktur. Öğrencilerin hepsi Bakü'de kalmaya can atıyorlar. Bu nedenle Şeki tiyatrosu kendi oyuncu kadrosunu yetiştiriyor ve onları iş imkanıyla da sağlıyor. O gençler de en zor rollerin üstesinden gelebiliyorlar. Ben de Şeki tiyatrosundaki tüm prömiyerlere gidiyorum.
- Her ilçenin nüfusu kendine özgü özellikleriyle seçilir. Bu bakımdan Şeki halkını nasıl ifade ederdiniz?
- Genel yüzde oranıyla insanları aydındır. Onlarla çalışmak hem kolay hem de zordur. Zordur çünkü çok bilgilidirler. Onlarla hukuk diliyle konuşmak gerekir. Kolay tarafı ise, bir şey söyler söylemez anlamalarıdır. İkinci mesele, Şekililer çok esprili olurlar. Yedikleri yemekten mi, içtikleri sudan mı, onu bilmiyorum, ama küçük çocuk da öyledir. Çok hazırcevaplıdırlar. İyi fıkralar bilirler. Dışarıdan gelen dostlarımıza diyorum ki, Şekililere söz söylerken dikkatli olun. Müzik duyumları, kültüre sevgileri yüksektir.
- Bazıları Şekililerin cimri olduğunu söylüyor..
- Ben bunu çok duydum. Tam tersidir. Şekililer, Azerbaycan'ın en eli açık insanları arasındadırlar. Azerbaycan'ın en misafirperver yeri denince herkesin aklına Şeki gelir. Misafirperver insanlarda cimrilik nasıl olabilir? Ben sübjektif yaklaşımın tüm bölgeye genellenmesine karşıyım. Bunu bana söyleyenler de hiçbir zaman kanıt getiremediler. Dostlarım da beni aşırı eli açık biri olarak tanırlar. Şekililer, ekonomik konularda ince eleyip sık dokuyan insanlardır. Onları aldatmak zordur, belki de o iddia buradan doğmuştur.
- Şekililere aynı zamanda “Azerbaycan'ın Yahudileri” derler...
- Şeki'de yeterince Yahudi yaşamıştır. Yahudilerden Şekililere kalan belirli özellikler mevcuttur. Şekililerin keskin zekası, mantığı vardır. Her yıl üniversite giriş sınavları sırasında en yüksek puanı toplayanlar arasında Şekililer de olur. Şeki eğitimde her zaman sözünü söyler.

- Şekililerin çok hazırcevaplı ve akıllı olması sizi bu bölgeden adaylığınızı koymaktan alıkoymadı mı?
- Ben de Şekiliyim. Demek ki, ben de azımsanacak biri değilim. Başka bir bölgeden gelseydim, zorluklarım olurdu. Şekililer beni önceden tanıyorlardı. Hem profesyonel sporcu olduğum - Şeki'nin dünyaya açılan ilk sporcusu ben oldum - hem de milletvekilliğinden önce Şeki'de çalıştığım zaman onlarla iç içe olduk. Eskiden yurt dışında yaşıyordum. 2006 yılından itibaren Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın Şeki şehri Müdürü oldum. 60 binden fazla Şekilinin sıra dışılığını o zamandan beri gördüm. Şeki'den adaylığımı koyma sebebim partimizin kararı oldu. Partinin kararına ek olarak, ben de adaylığımı yine Şeki'den koyardım. Şeki'de çalıştığım süre boyunca iyi ve kötü günlerinde bulundum. Bu nedenle, hem Şekililer beni, hem de ben onları iyi tanıyorum.
- Şekililer aynı zamanda meşhur fıkra kahramanı Hacı amca ile tanınır. Peki şimdi Şeki'nin Hacı amcası var mı?
- Onun hakkında çok konuşuldu. Şimdi Şeki'nin 200 bin nüfusunun çoğunluğunu Hacı amca olarak kabul etmek mümkündür. Çocuğa bile söz söylediğinde endişelenirsin ki, şimdi sana öyle bir cevap verecek ki şaşırıp kalacaksın.
- Şeki'de herkese - ister milletvekili, ister icra başkanı olsun - bir lakap takarlar. Sizin lakabınız nedir?
- 2016 yılına kadar lakabım “Karate Vügar” idi. Sonra müdür olarak çalışırken bana “İcra Vügar” dediler. 2021 yılına kadar böyle diyorlardı. Şimdi dost-tanıdıktan sorduğumda, kendim de “Getcontact”tan baktığımda görüyorum ki, yeni lakabım “Milletvekili Vügar”dır. Bizde eskiden hatta bir dönemde bile milletvekili seçilenlerin lakabı hala aynı kalır.
- Şeki'nin tarihi hakkında çok konuştunuz. Peki siz Şeki için neler yaptınız?
- Şimdiye kadar Şeki ile hiçbir bağım kopmadı. Sık sık Şeki'de bulunuyorum. Yerel yürütme organlarıyla da sıkı ilişkiler kurabiliyoruz. Çünkü şehrin karşılaştığı sorunlar ve bunların çözümünde yerel idarelerin çıkardığı istatistikler önemlidir. Aynı zamanda, biz onlarla birlikte bu meseleleri ince eleyip sık dokuyoruz. Çünkü ben parlamentoda gördüğümüz sorunları dile getirebilir, hükümete milletvekili soru önergesi gönderebilirim. İşte bunun sonucunda da birçok meselenin çözümüne ulaştık. Örneğin, su-kanalizasyon sisteminin düzeltilmesinde yerel yürütme organlarıyla birlikte çalıştık. Yeri gelmişken, Şeki halkı adına bir kez daha Sayın Cumhurbaşkanı'na teşekkür ediyorum.
Alanına göre, Şeki en büyük ikinci ilçedir. Bu denli büyük bir ilçede sorunların çözümü de zordur. Hem de Şeki kadim ve tarihi bir şehirdir, yollarını düzeltmek de zordur. Yollardaki çukurlar da giderildi, güzel asfalt yol yapıldı. İkinci mesele ise 50 yıla yakındır ki Şeki şehrini ikiye bölen Kurcana çayı ile ilgilidir. Onun istinat duvarları berbat durumdaydı. Biz bu meseleyi gündeme getirdikten sonra artık şehrin merkezinden geçen çay, Avrupa'nın köylerindeki çaylardan farksızdır. Karşımızda duran temel amaçlardan biri de Azerbaycan Devlet Pedagoji Üniversitesi'nin Şeki şubesinin bağımsız bir üniversite olması yolunda çalışmaların yapılmasıdır. Çünkü Şeki'nin buna hakkı var ve o şubenin de bağımsız bir üniversite olması için her türlü imkanı mevcuttur. Şeki'nin futbol kulübü üzerinde de çalışıyoruz. İyi bir kulüp oluşturuldu, ben de kulübe dikkat etmeye çalışıyorum. Her ay 2 defa kabul günü düzenleyip insanlarla görüşüyoruz. Söylenen meselelerin her birini çözemesek de, hukuki destek veriyoruz ki insanlar neyi nasıl yapacaklarını bilsinler. Şehit ailelerini düzenli olarak ziyaret ediyoruz. Ayrıca bölgenin gazlaştırılmasına çok büyük destek verdik. Uzun zamandır insanlar sıkıntı çekiyorlardı.
Ancak öyle meseleler var ki, onları çözmek mümkün olmuyor. Çünkü bizim sihirli değneğimiz yok. Önemli olan vicdanla iş yapmaktır.

- Azerbaycan Devlet Pedagoji Üniversitesi'nin Şeki şubesini bağımsız bir üniversiteye dönüştürmek için somut hangi adımları attınız?
- Teşekkür ederim ki, Bakanlar Kurulu ve Başbakan bu meseleye dikkat etti. Söz konusu mesele Bakanlar Kurulu bültenine de çıkarıldı. Böylece meselenin gündemde olduğu anlaşıldı. Şimdilik somut bir tarih bilinmese de, bunu gündemde tutmaya ve sürekli olarak kamuoyuna duyurmaya çalışıyorum. Çünkü Şeki'nin buna hakkı var. Şube, bina, teknik altyapı, profesör-öğretim üyesi kadrosu olarak da Şeki Devlet Üniversitesi gibi faaliyet göstermeye hazırdır. Pedagoji Üniversitesi'nin şubeleri arasında da en yüksek puanla kabul edilen öğrenciler burada okuyor. 2026 yılında bu meseleyi yeniden gündeme getireceğim ve müzakerelere başlayacağız.
- Peki Şeki'nin iş adamlarından bir şey rica ettiniz mi?
- Beni Şeki'nin futbol kulübüne başkan seçtiklerinde de birkaç iş adamıyla takımı oluşturabildik. “Neftçi"den de transferimiz oldu, profesyonel antrenörümüz de var. Dostlarımız bu alanda bize yardım ediyorlar.
- Şeki'nin futbol kulübünün geleceğini nasıl görüyorsunuz? Kulüpte Şekili oyuncular mı olacak, yoksa başka bölgelerden futbolcular mı davet ettiniz?
- Başka bölgeden daha çok var. Yakın zamanda “Kepez”den de transfer oldu. Şimdilik Şeki'de çocuk futbolu iyi, ama orta yaşlılar kategorisinde nispeten bir düşüş var. Bu yüzden daha çok transfer oyuncular var. Bu sezon Azerbaycan Birinci Ligi'ne yükseleceğimizi düşünüyorum. Ondan sonra bakarız, Süper Lig'e çıkabilir miyiz, yoksa çıkamaz mıyız.
- İcra başkanlarının milletvekilleriyle ilişkilerinin iyi olmaması sıkça karşılaştığımız bir manzaradır. Sizin ilişkileriniz nasıl?
- Bizim ilişkilerimiz iyi değil, çok iyidir. Her ikimizin amacı Şeki'nin gelişimi ile ilgilidir. Biz kişisel meselelerimizi ortaya koyup ilişkimizi bozmuyoruz. Öncelikle, bizim ilişkimiz en başta 200 bin insanı etkiliyor. Nerede ki milletvekili ve icra başkanının ilişkisi kötüdür, orada sıkıntıyı insanlar çeker. Elhan Usubov 15 yıldır Şeki'de çalışıyor, aydın bir insandır. Bizim her ikimiz de Sayın Cumhurbaşkanı'nın güveni sayesinde oradayız, yani bizim ilişkimizin kötü olma lüksü de yok. Ben muhalif veya bağımsız bir milletvekili olsaydım da, yerel yürütme organlarıyla ilişkimi iyi tutardım. Burada başka bir alternatif olmamalıdır.

- Bakanlarla ilişkileriniz nasıl? Şeki'nin ve kişisel sorunlarınızla ilgili hiç bakanlarla tartışmalarınız oluyor mu?
- Hangi bakana telefon ettiysem, hepsi telefonumu açtı, konuştuk da. Konuşamadıklarında bile, daha sonra aradılar. Şekililerin sorunlarıyla ilgili bakanlara başvurum çok olur. Kişisel sorunlarıma gelince ise bununla ilgili henüz kimseye başvurmadım. Herhangi bir aramam veya başvurum cevapsız kalmış olsaydı, bunu mutlaka belirtirdim. Şimdiye kadar kişisel meselelerimi de bildirmedim diye, bu tür sorunlarla karşılaşmadık. Bizim işimiz her zaman temsil ettiğim bölgemizle ve saygı çerçevesinde olmuştur.
- Kişisel ricalarınızın olmama sebebi neyle ilgili - ihtiyacınız yok mu, yoksa başka meselelerden dolayı mı?
- İhtiyaç doğar. Hayatta her şey olur. Ama her zaman her şeyi kendim çözmeyi düşündüm. Çözemezsem, başvururum.
- Öyle bir mesele var mı ki, kendiniz çözemediniz, ama başvuruda da bulunmadınız?
- Evet, var, ama ne olduğunu söylemek istemiyorum.
- Şeki'de yaşayan akrabalarınız var mı, onları iş imkanıyla sağlayabildiniz mi?
- Akrabalarım var. Kardeşimin oğluna henüz iş bulamadım. O da kendi hatasıdır. Uzmanlığı yok. Eskiden garson olarak çalışıyordu, oradan da ayrıldı. Diğer yakın akrabalarımın hepsi çalışıyor, ama görevde olan yok. Kız kardeşimin oğlu birkaç yıl sonra ASAN-hizmet'te sınavla işe girdi, diğer kız kardeşimin oğlu taksi şoförüdür. Kardeşimin de sağlığında belirli sorunlar olduğu için çalışmıyor. Büyük kız kardeşim de Şeki'de - anaokulunda teknik elemandır. Eşim de Şekilidir. Şekililerin hepsi hazırcevaplı olsa da, kadınları daha çok hazırcevaplıdır.
- Şeki, Azerbaycan'ın en zengin ve renkli mutfağına sahip bölge olarak tanınır. Siz Şeki mutfağındaki tüm lezzetlerden tattınız mı? Bu yemekler içerisinde en sevdikleriniz hangileridir?
- Alexandre Dumas Kafkasya'ya seyahat ettiğinde uzun süre Şeki'de kalmış. Döndüğünde Batum'da ona iyi bir ziyafet verilir. Diyor ki, burada yemek yok. Ziyafeti düzenleyen bu sözden rahatsız olur ve der ki, sofrada bu kadar yemek var, daha ne istiyorsunuz. O da der ki, siz bilemezsiniz, benim istediğim yemek Şeki cız-bızıdır.
Şeki esasen pitisi ile meşhur olsa da, mutfağı düşündüğünüzden de zengindir. Şeki'nin ana yemeği pilavdır. Benim yediğim yemekler içerisinde Şeki'nin milli mutfağına ait olan örüşdeyi severim. Köy tavuğu ile hazırlanan ilginç bir yemektir. Bir de herkesin bildiği, ama Şeki'de özellikle güzel hazırlanan kestaneli, karalı pilavı beğenirim. Şeki'nin turşuları da var. Şimdi onu başka bölgelerin - isim vermeyeceğim - adına çıkarıyorlar, ama hepsi Şeki'nindir.

- Vügar Bey, siz aynı zamanda Milli Meclis'in Gençlik ve Spor Komitesi'nin üyesisiniz. Bakanla ilişkileriniz nasıl? Herhangi bir ricanız oldu mu?
- İlişkilerimiz ortadır. Şeki stadyumu ile ilgili gelecekte bakandan ricamız da olacak. Ama henüz herhangi bir ricam olmadı. Sohbetlerimiz de ülke sporu, Şeki ile ilgili meselelerle ilgili olmuştur.
- Bakanlık sizin tecrübenizden faydalanıyor mu?
- Hayır, esasen televizyonlar faydalanıyor.
- Uzun zamandır spor alanındasınız, ama tecrübenizden faydalanılmıyor. Bunun sebebi nedir?
- Sporda dünya ve Avrupa seviyesinde başarılarım oldu. 15 yıldır bu işin içindeyim. Bu alanda iki devlet programının hazırlanmasında yer aldım. Her zaman bakanlıkla ilişkilerimiz çok iyi olmuştur. Son yıllarda ise ciddi kadro değişikliği oldu. Birçok çalışan işlerini değiştirdi. Yeni heyetle de ilişki kurduk, ama sürekli görüşebiliyor muyuz? Hayır. Ancak burada kasıtlı bir şey olduğunu da düşünmüyorum. Ya bilgisizler, ya da ihtiyaç duyulmuyor. Kendi uzman ve profesyonellerine güveniyorlar. Varsın olsun. Bizim o anlamda bir iddiamız yok. Bana bir yerde ihtiyaç olursa, hiçbir karşılık beklemeden canla başla orada olacağım.
- Gençlik ve Spor Bakanlığı sporla belirli ölçüde çalışsa da, sanki gençler unutulmuş. Bunu neyle açıklardınız?
- Gençlerle ilgili belirli işi Bilim ve Eğitim Bakanlığı görüyor. Ama bu bakanlığın gençlerle ilgili yaptığı birçok iş var. Buna örnek olarak, zararlı alışkanlıklarla mücadele, boş zamanın doğru organize edilmesi vb. gösterilebilir. Ama yeterli mi? Bence, hayır. Şimdi gençlerin ruhuna uygun benzersiz meseleleri araştırmak gerekir. Gençler sadece Bakü'de değil, köylerde de var. Onlar arasında açık ve gizli kamuoyu araştırması yapmak gerekir. Gençler ne istiyor? Bunu öğrenmek gerekir, daha sonra da eylem planı hazırlanmalıdır. Bunu yapmak çok kolay ve gereklidir. Bazen gençlerin istekleri ile gerçeklik örtüşmüyor. Örneğin, bir insan partiyi iktidara gelmek için kurar veya ona üye olur. Bugün bunun tam tersini yapıyorsak, demek ki isteğimizle gerçeklik örtüşmemiş...

- Tarım politikası komitesinin de üyesisiniz. Tarım Bakanlığı'nın faaliyetinden memnun musunuz?
- Ülkemizin temel önceliği petrol dışı sektörün geliştirilmesidir. Bunun ana payı tarım sektörüne düşüyor, bu anlamda, üzerimizde çok büyük bir sorumluluk var. Mevcut oturumda Azerbaycan Devlet Tarım Üniversitesi ile ilgili bir dinleme yapmamız bekleniyor. Çok sorularımız olacak. Bu kadar üniversite var, ama bize ziraat mühendisi lazım olduğunda Türkiye'den getiriyoruz...
- Tarım Bakanlığı ile ilişkileriniz nasıl?
- Bakanla da, Aparat Başkanı ile de çok iyi ilişkim var. Şeki'de bu alanla ilgili herhangi bir mesele çıkarsa, bir gün içinde bakanla bunu en azından tartışabiliriz.
- Partilerden de, futboldan da bahsettik. Siyaset de bir futbol sahasıdır. Siyaseti futbol sahasına benzetirsek, YAP'ın temsilcisi olarak sizi hangi mevkide görebiliriz?
- Ben forvetim. Futbolda da forvet oldum.
- Gol atabildiniz mi?
- Tartışmalarımızı izleyen eleştirmen dostlarımız da atıyorum diyor. Bana bazen bombardımancı da derler.
- Peki sizin takımınızın kalesinden gol geçen oldu mu?
- Eğer o maçta zayıf oyuncu göndermişsek, olabilir. Çalışmalıyız ki zayıf oyuncu olmayalım. Çünkü takımın kaptanı öyle bir adamdır ki, o, dünyayı şaşkına çevirdi. Bizim zayıf oyuncu olup gol yeme lüksümüz yok.

- Rakiplerinizin bazen sizin tarafınızdan oynadığı durumlar oldu mu?
- Tabii, siyasette var böyle şeyler. Bazen kendi kalesine gol atan da var.
- Kendiniz de diyorsunuz ki, Şeki'nin futbol kulübüne başka bölgelerden transferler oldu. Peki siyasetteki transferlere nasıl bakıyorsunuz?
- Normal. Bizde bir düşünce var ki, eskiden herhangi bir partide olan bugün başka bir partiye geçemez. İnsan ancak ölse fikrini değiştiremez. Siyasi arenada ilerledikçe, yolların değiştiğini görüyoruz. Çünkü siyaset hem de her şeyi doğru düzgün yapmak değil, orada oynamak da olmalıdır. Siyasi süreçlerin sonu insanların, toplumun yararına hesaplanmalıdır. İnsan milliyetini, devletini, halkını satmamalıdır. Ama siyasette, partide başarı kazanamayan adam mevkiini değiştirebilir.
- Medyada YAP'ın simaları sayılan insanlar var. Siz nasıl düşünüyorsunuz, gelecekte YAP'ın siması olabilecek misiniz veya YAP'ın siması olarak kendinizi görebiliyor musunuz?
- Ben tüm gücümle medyada ülke siyasetini temsil etmeye çalışıyorum. Ama kendimi partimizin siması sayamıyorum. Eğer gelecekte sayacaklarsa çok iyi, ancak sorumluluğu insanı çekindiriyor. YAP Kafkasya'nın en büyük partisidir. Kurucusu Ulu önder, başkanı Sayın Cumhurbaşkanı'dır... Sorumluluğunu idrak ediyorum.