Modern.az

“Ermenistan'a gitmeye hazırım” - Milletvekiliyle RÖPORTAJ

“Ermenistan'a gitmeye hazırım” - Milletvekiliyle RÖPORTAJ

Parlamento

4 Aralık 2025, 10:17

Cavanşir Paşazade: "Sorunu dile getirmiyorsan, demek ki devlet siyasetini desteklemiyorsun"

"Daha 20 yıl önce güya patates-soğan işiyle uğraştığımı söylüyorlardı"

"Genç nesil anlamalı ki, maddiyat her şey değildir"

Azerbaycan medyasında milletvekilleriyle yapılan röportajlar genellikle yasama girişimleri, siyasi süreçler ve parlamentonun gündemiyle sınırlıdır. Halbuki milletvekili aynı zamanda seçildiği bölgenin hayatına, insanlarına, onların sorunlarına en yakından şahit olan kişidir.

Modern.az sitesinin “Bölge milletvekilinin gözüyle” projesi siyasetten biraz uzaklaşıyor ve okuyucuyu bölgelerin iç dünyasına götürüyor. 

Projenin bu seferki konuğu 76 sayılı Lenkeran - Masallı seçim bölgesinin milletvekili Cavanşir Paşazade'dir.

-  Cavanşir öğretmenim, 2005 yılından beri milletvekilisiniz. O dönemden bu yana hem temsil ettiğiniz bölgelerde hem de Milli Meclis'te neler değişti?

- 2005 yılı Milli Meclis'te çok zor bir dönem olarak akıllarda kaldı. O dönemde ülkenin çoğu bölgesinde gaz, elektrik, yol sorunları vardı. Seçmenlerle görüştüğümüzde bize en azından günde 2 saat elektrik ve su ile sağlanmalarını söylüyorlardı. Bugün ise bölgelerde, dağlık rayonlarda bu sorunlar çözülmüş durumda. En ücra bölgelerde bile gaz, elektrik, su var. 

- 20 yıl önceki sorunlardan bahsettik, peki şimdi o bölgelerde temel sorunlar nelerdir?

- Bölgelerde her şeyin yolunda olduğunu söyleyemem. 2005 yılında her köyde 100-120 ev varken, şimdi 200-250 ev var. Köyler birbiriyle birleştikçe evlerin yol, su, gazla ilgili teminatı da zorlaşıyor. Her geçen yıl çeşitli sorunlar dile getiriliyor. Bütçe görüşmelerinde de bölgeyle ilgili en ciddi meseleleri ben gündeme getirdim. Hükümetle devlet arasında fark var. Biz bu sorunları hükümet karşısında dile getirmeliyiz. Bazıları sorunu dile getirmenin devlet siyasetine karşı gelmek olduğunu söylüyor. Hayır, tam tersi, sorunu dile getirmiyorsan, demek ki devlet siyasetini desteklemiyorsun. Bugün Gil, Veravul, Hıl köylerini ve Masallı rayonunu birleştiren yolların tamire ihtiyacı var ve bunun için ek bütçe tahsis edilmesi zorunludur. Tarımda teknik ve gübrenin gecikmesi nedeniyle çiftçiler zorluklarla karşılaşıyor, bazı köylerde sağlık ocakları berbat durumda, bir dizi okulda ise genel olarak ısıtma sistemi yok. 

- Milletvekili olarak rayonu temsil ediyorsunuz. O bölgelere ayda kaç defa gidiyorsunuz, sizin için zor mu? Ve seçmenleriniz esasen hangi meseleleri gündeme getiriyorlar?

- Görüşmelerde bulunuyorum, iletiyorum da. 15 Aralık'ta Lenkeran'da görüşmem var. Çalışacağım ki, aynı gün Masallı'ya da gideyim. Görüşmelerde bütçe meseleleriyle ilgili tartışmalar yapmak istiyorlar, başvuruların bir kısmı engellilik, sosyal meselelerle ilgili. Esas gündeme getirilen mesele ise hisse topraklarını içeriyor. Bu, sadece Lenkeran ve Masallı'da değil, genel olarak Azerbaycan'da var. Sorun 1990'lı yıllarda ortaya çıktı, şu anda da etkileri devam ediyor, yani hisse toprakları doğru bölüştürülmemiş. 

- Her bölgenin nüfusu birbirinden farklıdır, bu bakımdan, sizin temsil ettiğiniz Lenkeran-Masallı bölgesinin insanlarının temel farklılıkları nelerdir?

- Çok sabırlı, hoşgörülü, başkalarına saygılı, kalp kırmayan yerler var. Öyleleri de var, çok sabırsızdır. Ama herkes için kendi bölgesi diğerlerinden daha azizdir. Bölgemizin insanları çok çalışkan, toprağa bağlıdırlar. Birinci sırada ise misafirperverliği belirtmek gerekir. Bizim taraflara gidip kimin kapısını çalsanız, sizi evine davet eder. Bizim taraflarda, genellikle, pirinç yemekleri haftada iki defa pişirilir. Bu gelenek uzun süredir devam ediyor. Tabii ki, herkesçe bilinen levengimizi de özellikle belirtmeliyim. Bunun dışında, Hazar'ın sahilinde yaşadığımız için mutfağımız balık yemekleriyle de zengindir. Balık yemeklerini çok beğeniyoruz. Lenkeran mutfağındaki tüm yemeklerin kendine özgü bir yeri var. Olabilir ki, siz Şeki veya başka bir bölgenin mutfağını beğenirsiniz. Tabii ki, bu, insandan insana değişir. 

- Siz Lenkeran'da doğup büyüdünüz. Bu rayonla birlikte, aynı zamanda Masallı'yı parlamentoda temsil ediyorsunuz. Bu iki rayon birbirinden neyiyle farklılaşıyor?

- Birbirleriyle sınır rayonları olmalarına, hatta bitişik köyleri olmasına rağmen, çok büyük farklılıklar da görmek mümkün. Masallı'nın öyle bir köyü var ki, 4 tarafı Talış köyleridir, ama onlar Talışça bilmiyor. Eğer Talış dilini bilmiyorsa, demek ki iletişim olmamış. Sofra kültüründe bölge olarak Lenkeran mutfağı her zaman tamamen farklı olmuştur. Lenkeran merkez olduğu için insanlar çok gidip gelmişler. Büyük Vatan Savaşı'ndan önce Lenkeran Avrupa ülkeleriyle dayanışma içinde olmuştur. Lenkeran şehrinde Fereştad adında bir yer var, Almanca'da şehrin merkezi anlamına gelir. Orada sadece Almanlar yaşamıştır. 

-  Talış dili demişken, siz seçmenlerinizle bu dilde konuşabiliyor musunuz?

- Elbette, biliyorum. Talış olanla Talış dilinde, bu dili konuşamayanlarla ise Azerbaycan dilinde konuşuyorum. 

- Peki Talışlarla iyi geçinebiliyor musunuz?

- Ben öyle bir insanım ki, herkesle iyi geçinebilirim. 

- En çok şikayeti kim ediyor?

- Bu anlamda, hiç kimse birbirinden ayrılmaz. 

- Güney bölgesinin insanları dine çok bağlıdırlar. Bu eğilimin uzun yıllar erken evlilik, akraba evliliğini de beraberinde getirdiği söyleniyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

- Uzun yıllar bu mesele tartışıldı. Parlamentoda da meslektaşlarım Lenkeran bölgesinde kızların erken yaşta evlendirilmesi, dersten kaçmasıyla ilgili fikirler dile getirdiler. Benim babamın 9 kızı vardı, hepsi okulu bitirmişti, hatta 4'ü mesleki eğitim almıştı. Çünkü imkanı o kadarını okutmaya yetmişti, şüphesiz, daha çok gücü, imkanı olsaydı, hepsini okuturdu. Okuduğum sınıfta 24 kız, 4 erkek vardı. Ben köyde yaşadım, okulumuz 8 yıllıktı. İnsanlar çocuklarını 11 yıl okutmaya güçlerinin yetmeyeceğini görüyordu, sonuçta, çocuklar da bunu bilip ev işleri veya başka işlerle meşgul oluyorlardı. Küçük yaşta evlendirilme meselesine gelince, kız kardeşlerim 18, 20, 24 yaşlarında evlendiler. Bu süreç her yerde var, ama diyeyim ki, yıllar önce böyle bir şey yoktu. Varlığa meyillilik arttıktan sonra erken evlilik de arttı. Diyorlar ki, filancanın Rusya'da filan objesi var, filan evi var, ama gidip orada evlenmiyor, orada gördüğü hayatın içinde olsa da, kendisi istemiyor ki, hayat arkadaşı öyle olsun. Bu yüzden gelip 10. sınıfı yeni bitiren kızı alıyor. Kızın ailesi de diyor ki, onun varlığı, evi, arabası var, git iyi yaşa. 

- Cavanşir öğretmenim, sizin de çocuklarınız var. Onlar nerede eğitim alıp, nerede çalışıyorlar?

- Bir kızım, iki oğlum var. Bir oğlum poliste, yüksek rütbede. Kızım filolog, öğretmen olarak çalışıyor. Diğer oğlum ise İstanbul'da yaşıyor, orada çalışıyor. O, burada mahkemede çalışıyordu. Daha sonra Büyük Britanya'ya gidip deniz brokerliği alanında eğitim aldı, orada bir süre lojistikle uğraştıktan sonra İstanbul'da kendi şirketini kurdu. Torunlarımın hepsi okudu. Onlardan üçü İstanbul'da yaşıyor, iki torunum ise eğitimleriyle ilgili İngiltere'deler. Bir torunum İstanbul'da okudu, şimdi Azerbaycan Sendikalar Konfederasyonu'nda sektör müdürü olarak çalışıyor. Diğerleri küçük. En küçük torunumun adı Esmamələk'tir. Her gün gelip bana yalan söylüyor (gülüyor). 

- Yolunuzu devam ettirmesini istediğiniz çocuğunuz veya torununuz var mı?

- Benim işim siyasettir, henüz yakın gelen yok. Bir torunum İngiltere'de dış politika üzerine eğitim alıyor. Ama nerede çalışacağına kendisi karar verir. 

- Azerbaycan'ın her bölgesinin kendine özgü adet ve gelenekleri var. Peki Lenkeran-Masallı'nın adet ve gelenekleri arasında sizin sevdikleriniz ve sevmedikleriniz hangileridir?

- Adet ve gelenek varsa, o beğenilmelidir. Döneme uygun olmasa da, saygıyla yaklaşmak gerekir. Ben bir süre Özbekistan'da yaşadım. Onlarla bizim geleneklerimizi karşılaştırsak, keşke onların geleneği bizde olsun, onlara benzesin derdim. Onlarda büyüğe karşı saygı, misafirperverlik bizlerden daha fazladır. 

- Ülkede düğün, cenaze törenlerinin basitleştirilmesi süreci başladı, Lenkeran-Masallı bölgesinde durum nasıl? 

- Kim nasıl isterse öyle yapar, Allah hepsine hayır versin. Yani biz bu bakımdan “geride kalmışız”.

- Genel olarak, cenazelerin daha sade geçirilmesine yaklaşımınız nasıl?

- Şimdi sade yapan da var, yapmayan da. Eskiden 3, 7 törenleri ayrı ayrı yapılıyorsa, şimdi ikisini birleştiriyorlar. Babam derdi ki, ömrüm boyunca cenaze törenlerine gittim, hepsinde de önüme bir bardak çay koydular. Benim de cenazeme kim gelirse, onun önüne çay koysunlar. Böyle de olmalı. Aksi takdirde, cenaze törenine hiç kimse gelmeyecek. 

- Bölgelerle ilgili milletvekilleriyle konuştuğumuzda onlar esasen yalancı, sahte mollalardan şikayet ediyorlar...

- Sen her başında takke, yüzünde sakal olan adama molla diyorsan, öyle de olmalı. Dilenciyi seçebiliyorsan, peki mollayı neden seçemiyorsun?

- Mezarlıklarda kendileri diyor ki, mollayız, Yasin okuyalım..

- Molla kelimesinin anlamı öğretici demektir. O kendine yakıştırır mı ki, 5 manat ver, Kur'an okuyalım?

- Eskiden camilere ahuntu Kafkas Müslümanları İdaresi atıyordu. Sonra bu yetki idaresinden alındı. Şimdi bu yetkiyi Dini Kurumlarla İş Üzere Devlet Komitesi yerine getiriyor. Uygulamada herhangi bir fark görüyor musunuz?

- Hayır, herhangi bir fark görmüyorum. Yetkilerin alınması derken, o ciddi bir şey ifade etmiyor. İlmi tarafını Kafkas Müslümanları İdaresi denetliyor, emrini ise Dini Komite veriyor. Biz şeriatın işine karışmamalıyız. Azerbaycan'da din devletten ayrıdır. Biz ise bu meselede sanki dinin işine karışmışız. 

- Şeyh bu meselede sizinle tartıştı mı?

- Hayır, biz Şeyh ile böyle meseleleri tartışmıyoruz. Siz olabilir ki, onu yakından tanımıyorsunuz. 

- Hac'ca gitme meselesine gelince, hala buna Kafkas Müslümanları İdaresi nezaret ediyor.

- Kafkas Müslümanları İdaresi'nin rızasıyla kota verilir. Her devlette bu, böyle düzenlenir. Bizde kota çok azdır – 500-600 kişi için yer ayrılır. 

-  Siz Hac'ca gittiniz mi?

- Evet.

- Kaç defa?

- Allah kaç defa nasip ettiyse. 

- Cavanşir öğretmenim, sık sık sizin de, Şeyh'in de adı çeşitli iş alanlarında geçiyor. 

- Hangi işle meşgul olabiliriz ki? Bu kadar devlet kurmuşuz, böyle bir şey olsa, devlet buna asla göz yummaz. Şeyh ülkeyi dünyanın dört bir yanında temsil etti. Böyle bir durum olsaydı, onu ne Azerbaycan'ı temsil etmeye, ne de ülkeden çıkmaya bırakmazlardı. 

- Basında Şeyh'in adıyla ilgili sık sık tartışmalı yazılar yayımlanıyor. Size bununla ilgili şikayet etti mi?

- Bu mesele ne onu, ne de beni rahatsız ediyor. Daha 20 yıl önce güya patates-soğan işiyle uğraştığımı söylüyorlardı. Sonra bir ara halı işinde adım geçti. Şimdi görüyorum ki, daha yer kalmamış. Kimin yeri kaybolmuşsa benim adımı veriyorlar. Yakın zamanda televizyondan aradılar ki, sizin restoranınızda çalışan 5 kişi şikayetçi. Benim hangi restoranım var ki? Ama muhabir diyor ki, bize bilgi verdiler ki, sizin restoranınızdır, bu da gidip inanıyor. Hatta bir ara gümrükten mal geçirmek istiyorlardı, benim adımı veriyorlardı. Biz artık böyle şeylere alışmışız. 

- Ülke gündeminde temel meselelerden biri de Ramiz Mehdiyev'dir. Uzun süredir siyasi alemde olan bu şahısla birçok kamu, siyasi şahsiyetin adı geçiyor. Hatta onlar arasında milletvekilleri de var. Merak ediyorum sizin ve şeyhülislam Allahşükür Paşazade'nin Ramiz Mehdiyev ile ilişkileriniz nasıl oldu?

- Benim hiçbir şekilde onunla alakam olmadı. Hiçbir zaman görüşmedik de. Allahşükür Paşazade şeyhülislam oldu. Her ikisi belirli görevler yerine getirdiler. Olabilir ki ilişkileri olmuştur. Ama bu ilişkiler devletle ilgili meselelerde olmuştur. Başka bir konu olamaz. 

-  Tek gelir kaynağınız milletvekilliği mi?

-  Benim eskiden ülkede ve yurt dışında küçük işlerim oldu. Esas gelir kaynağım da orası oldu, şimdi çocuklarım meşguller. 

- Çocuklara verdiyseniz, demek ki, esas gelir kaynağınız milletvekili maaşıdır?

- Evet.

- Bazı meslektaşlarınız milletvekili maaşının azlığından şikayet ediyordu, peki siz nasıl? 

- Ben söylemezdim. Yeterli, şükür Allaha. 

- Azerbaycan-Birleşik Arap Emirlikleri parlamentolar arası ilişkiler üzere çalışma grubunun başkanısınız. Toplumda böyle bir fikir var ki, milletvekilleri bu gibi ülkelerde iyi iş kurma imkanına sahiptir.

- Ülkemiz enerji alanında Birleşik Arap Emirlikleri ile işbirliği yapıyor. Artık bazı yapıların, yeni teknolojilerin oluşturulması, tarım alanında anlaşmalarımız var. Birleşik Arap Emirlikleri ile Azerbaycan arasında 5 milyar değere yakın anlaşmalar mevcuttur. Yavaş yavaş hem tarım, hem enerji, hem de turizm alanında ilişkiler şekillenmektedir. Ülkeler arasındaki bu tür yüksek ilişki iki devlet başkanının birbirine inancı, dostluğundan kaynaklanıyor ki, bu da her birimiz için gelecekte ilişkileri genişletmek açısından yeni imkanlar açıyor.

- Böyle bir iddia var ki, milletvekilleri, ayrıca din adamları bu yakınlarda Ermenistan'a gidecek. Siz ve Şeyh bu tür görüşlerde yer almak ister misiniz? 

- İlk olarak, kendi adıma cevap vereyim ki, ben devletimizin siyasetini hayata geçirmek için her zaman hazırım. Devlet başkanımız Ermenistan ile meseleyi barışla çözmek istiyor ve er ya da geç bunu hayata geçirmeliyiz. Süreç ne kadar erken başlarsa, insanların birbirine yakınlaşması da o kadar hızlanacaktır. Biz galip bir ülkeyiz ve bu sebeple, bazı meseleleri üzerimize almalıyız. Kendi büyüklüğümüzü göstermeli, düşmanlığı sonuna kadar götürmemeliyiz. Biz barışa, uzlaşmaya, gelişmeye ulaşmak için sadece Ermenistan'la değil, başka ülkelerle de ilişkilerde devletimizin konumunu sergilemeye hazırız. Ben Şeyh'in basın sözcüsü olmasam da, söyleyebilirim ki, 30 yıldır Moskova'da ve diğer bölgelerde Ermenistan'ın katolikosu, dini liderleriyle görüşmeler yapıldı. İster şimdiki patriğin ve isterse de bundan öncekilerin döneminde esirlerin değiştirilmesi, serbest bırakılması, savaşı durdurmak amacıyla görüşmeler yaptılar. Vatikan'da da onların görüşleri oldu. Hatta İspanya'da düzenlenen büyük konferansta bu meseleler tartışıldı. 44 günlük Vatan Savaşı döneminde ise Ermenistan katolikosunun boynunda silah ve askerleri savaşa, ölüme çağırması din adamına yakışmayan bir hareketti. Çünkü insan dindarsa, o insanları barışa ve uzlaşmaya çağırmalıdır. Geçen ay şeyhülislam hazretleri ABD'de bir dizi büyük görüşme yaptı. Konferanslara 22 bin insan katılıyordu. Tabii ki, lazım olursa, şeyhülislam da Ermenistan'a gider, Azerbaycan'ın konumunu temsil eder. Şimdiye kadar bu görüşler yönünde defalarca adımlar atıldı.

- Şeyh'in çocukları, torunları arasında onu gelecekte kimse yerine geçebilir mi?

- Bizim ailemizde ezelden dine bağlılık olmuştur. Ama neslimizde tam dindar adam olmamıştır. Şeyh'in ailesi Kur'an okuyor, kızları namaz kılıyor. Ama ailede Şeyh'in yolunu devam ettirebilecek biri yok. 

-  Bölgeye dönelim. Fikirleriniz gençlerin düşünce tarzıyla farklıdır. Genç seçmenleriniz sizinle sosyal medya üzerinden iletişim kurabiliyorlar mı?

- Çoktur. Görüşmeye gittiklerinde de geliyorlar. Şimdiki gençler bizden çok çok ilerideler. İster dünya görüşü açısından, ister şartlar açısından, isterse de perspektif açısından. Azerbaycan'ın çok sağlıklı ve güvenilir bir geleceği var. Bu anlamda, benim onlara inancım çoktur. Ama bazen gençler seçtikleri yola göre sonradan başkalarını kınarlar. Bana da o zaman diyorlardı ki, git sebze sat, hayvanlara bak. Ama ben küçük bir görevden - brigadirlikden başlayarak yavaş yavaş bu günlere geldim. Şimdi esas problemimiz gençlerin köylerden, aynı zamanda ülkeden göç etmesidir. Bugün gençlerimiz evlenmiyor. Biz bunun sonuçlarını 20 yıl sonra göreceğiz. Gençler yurt dışında eğitim almaya, çalışmaya daha çok meyillidirler. Bu da kendi başına bir probleme dönüşecek. Gelecek gençsiz olamaz. 

- Ülkemizde son yıllarda boşanmalar da arttı. Güney bölgesinde durum nasıl?

- Ülkemizde olduğu gibi, güney bölgesinde de şu anda boşanmaların sayısında artış var. Çünkü gençler kendi seviyelerinden, – imkanı, işi, geliri, –  üstün adam arıyorlar.

- Gençlere kişisel tecrübenizden yola çıkarak tavsiyeleriniz ne olurdu?

- Ben de sizin gibi düşünseydim, şimdi evli olmazdım. Ama ben 25 yaşıma geldiğimde evlendim. Azerbaycan'da yaşamadığım için dünya görüşüm de farklıdır. Hiçbir zaman şikayet etmedim, Allah ne verdiyse şükrettim. Nerede olsam, ailemin, annemin yanına gitmeliyim diye düşündüm. Şimdiki gençlerde o bağlılık o kadar da kalmamış. Genç nesil anlamalı ki, maddiyat her şey değildir. Aile hayatı kurarken fikirlerin örtüşmesi, dünya görüşü, eğitim daha önemlidir. Gençler küçük şeyleri probleme dönüştürmemeli, birbirlerine saygıyla yaklaşmalılar. Herhangi bir problem olduğunda sabırlı olsunlar. Böyle olduğunda her şey de iyi olacaktır. 

- Güney bölgesinde radikal dindarlıkla ilgili de basında zaman zaman haberler okuyoruz…

- Azerbaycan'da insanların çoğunluğu İslam dinini kabul etmiştir. Ama dünyada giden sürece bakarsak, görürüz ki, bir günde binlerce insan dinini değiştiriyor. Bir ailede hem Müslüman, hem Hristiyan olabilir. Bu her zaman olmuştur ve olmalıdır. Biz buna radikal mi yaklaşıyoruz, esas mesele budur. Bizim eksiğimiz odur ki, insanlar kendi dininden utanıyor. Hristiyanlar haçı boynundan asar, biz ise “Allahu Ekber” dediğimizde elimizi aşağı indiririz ki, kimse görmesin. Dindar adam devletine, halkına radikal olamaz. Bu bir yerlerde kimilerine uyan, aylık maaş alan, yalandan sakal bırakan, yalandan namaz kılan insanlardır. 

- Temsil ettiğiniz bölge İran'la sınırda yer alıyor. İran'dan Azerbaycan'a narkotik maddelerin transit edildiği de malumdur. Lenkeran ve Masallı'da kötü alışkanlıklara ne kadar rastlanıyor?

- Her yerde olduğu gibidir. Ben ABD'ye gittiğimde de bunu gördüm. Tabii ki, bu gibi durumların önüne geçmeliyiz. Bunun için, birinci sırada, gençlerle çalışılmalıdır. En önemlisi ise onların iş sorunları çözülmelidir. Aksi takdirde, bu problemin de önüne geçmek zor olacaktır.

- Temsil ettiğiniz rayonlara seyahat ederken sağlığınızla ilgili hastanelere gittiniz mi?

- Henüz nasip olmadı. Ama toplantıda da dediğim gibi, bazı sağlık tesislerinin durumu acınasıdır. 

- Zaman zaman icra başkanları ile o rayonun milletvekili arasında sorunlar olur. Sizin bu 20 yılda icra başkanlarıyla ilişkileriniz nasıl oldu?

- Ben rica etmeyi, söz söylemeyi sevmem. Gücüm neye yetiyorsa, kendim yaparım. 

- Bu, rayon halkıyla ilgili meselelere de mi aittir, yoksa kişisel mi?

- Bu meselenin rayon icra hakimiyetinden bağımsız olduğunu bildiğimde, o zaman devletin bana verdiği yetkiler çerçevesinde resmi şekilde başvurular yapar ve resmi de cevaplar alırım. Bu yüzden rica olmaz. 

- Peki seçmenleriniz icra hakimiyetiyle ilgili size şikayet ediyorlar mı?

- Evet, oluyor. Ben de o şikayetleri ilgili yerlere bildiririm. 

- Seçmenleriniz yüzünden bakanlık, yahut diğer kurumlarla tartışmanız oldu mu?

- Tartışma demem. Ama mektup gönderdim ve doğru cevap verilmediyse, taleplerimi yeniden ve defalarca yaptım. 
 
- Rayonda yaşayan akrabalarınız var mı? Onların işe yerleştirilmesinde herhangi bir desteğiniz oldu mu?

- Benim yerim yurdum orasıdır, akrabalarım orada yaşıyor. Kız kardeşlerim, amca çocuklarım da oradadırlar. Tabii ki, çalışıyorlar, ama tarım ve bu gibi alanlarda. Yüksek mevkide olanı yok. 

- Milletvekili dostlarınızı hiç Lenkeran, Masallı'ya davet ettiniz mi?

- Hayır. Onların başka rayonları gezmeye ihtiyaçları yok (gülüyor).

- Lenkeran'ı temsil eden tek milletvekili siz değilsiniz. Bu bölgeyi temsil eden milletvekilleriyle ilişkileriniz nasıl? Hatta ilk defa milletvekili seçilen genç kadrolar da var.

- Onlar henüz yeni. Bakıyorsun ki, bazı şeylere henüz alışmamışlar. 

- Sizden tavsiye alan oldu mu?

- Tabii ki, oluyor. 

- Ne gibi tavsiyeler veriyorsunuz?

- Tavsiye vermekten çekinmem. Doğru söz doğru sözdür.

- Bizde belirli milletvekilleri var ki, defalarca seçim bölgelerini değiştirdiler. Siz bu konuda düşünüyor musunuz?

-  Bu konuda hiç düşünmedim. Çünkü benim temsil ettiğim bölgede akrabalarım, yakınlarım yaşıyor. Benim burada problem görüp başka yere gitmem doğru değil. Bizim insanlarımız henüz tam alışmamış ki, milletvekili kimdir. Ben hükümetle vatandaş arasında vekilim. İşim senin problemini ilgili kurumlara ulaştırmaktır. Senin yolunu ben çekemem, okulunu ben yapamam, evinin çatısını ben düzeltemem. Ben bir-iki kişiye yardım edebilirim, ama yüz kişiye çocuk parası veremem. 

- Bundan sonraki parlamento seçimlerinde yer almayı düşünüyor musunuz?

- Ona devletin siyaseti karar verecek. Ben devletin, halkın askeriyim. Ne denilirse, öyle de yapacağım. 

Whatsapp
Bizə yazın!
Keçid et
DTX-dən ƏMƏLİYYAT - Daha bir vəzifəli şəxs saxlanıldı