Modern.az

Şehir planlama ve mimarlık alanında mevzuat GÜNCELLENECEK

Şehir planlama ve mimarlık alanında mevzuat GÜNCELLENECEK

Parlamento

24 Aralık 2025, 14:45

Cumhurbaşkanının kararıyla 2026 yılının “Şehircilik ve Mimarlık Yılı” ilan edilmesi, bu alanın aynı zamanda ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimin stratejik bir aracı olarak değerlendirildiğini göstermektedir. Şehirlerin planlanması, kamusal alanların işlevselliği, tarihi-mimari mirasın korunması ve yeni yapılaşma ortamının kalitesiyle ilgili konuların bu yıl çerçevesinde yasal düzeyde de yeniden gündeme getirileceği dışlanmamaktadır.

Modern.az 2026 yılında hem kentsel yaklaşımların hem de milli mimari üslubunun korunması alanında mevzuatta hangi değişikliklerin olacağı da merak uyandırmaktadır.

Ekonomi politikası, sanayi ve girişimcilik komitesi başkan yardımcısı Azer Badamov, 2026 yılının “Şehircilik ve Mimarlık Yılı” ilan edilmesinin büyük önem taşıdığını belirtmiştir.

“Ülkemiz son yıllarda yeni şehirlerin kurulmasında ve mevcut şehirlerin yeniden yapılandırılmasında büyük tecrübe kazanmıştır. Şehirciliğin milli-tarihi üslubu korunarak modern mimari üslupta yeniden yapılandırılması, şehirlerimizin dünyanın en güzel şehirleri arasında yer almasına olanak sağlamıştır. Şehirlerin modern üslupta yeniden yapılandırılması aynı zamanda ekonomik büyümenin elde edilmesine de yol açmaktadır. Zira modern şehirlerde ekonomik çözümler de modern olmaktadır. Bu da şehirlerimizin daha fazla gelişmesine ve çekiciliğine yol açmaktadır.” 



Milletvekili, işgalden kurtarılmış bölgelerde kurulan yeni şehirlerin modern teknolojiler üzerine inşa edilerek akıllı şehirlere dönüştürülmesini özellikle vurgulayarak, yeni inşa edilen şehirlerin yenilenebilir enerji kaynaklarıyla sağlandığını belirtmiştir.  

“Gelecek yılın “Şehircilik ve Mimarlık Yılı” ilan edilmesi fonunda aynı zamanda 2026 yılının 17-22 Mayıs tarihlerinde Bakü'de Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nın en prestijli etkinliklerinden biri olan Dünya Şehircilik Forumu'nun 13. oturumu düzenlenecektir. Bu Foruma katılmak üzere ülkemize çok sayıda şehircilik ve mimarlık alanında tecrübesi olan uzmanlar, resmi konuklar gelecektir. Elbette, biz kendi şehircilik tecrübemizi yabancı ortaklarla paylaşacak ve onların verimli tecrübelerini şehirlerimizin yeniden yapılandırılmasında kullanacağız. Bu açıdan 2026 yılının ülkemizin şehircilik ve mimarlık alanında yeni bir gelişmeye ivme kazandıracak bir dönem olacağını düşünüyorum” – diye A. Badamov belirtmiştir.

Azer Badamov, gelecek yıl şehircilik ve mimarlık alanını kapsayan mevzuatın değişeceğini de söylemiştir:

“Mevcut mevzuatımız modern şehirlerin geliştirilmesine olanak tanımaktadır. Ancak şehirlerin yeni mimari üsluplarda inşa edilmesi genişledikçe talepler ve standartlar da değişmelidir.  Yani yasalar dönemin gereklilikleriyle ayak uydurmalı ve gelişimin daha şeffaf, güvenli  ve kaliteli bir şekilde uygulanmasına  yol açmalıdır. Yasalar gerçekliğin arkasından gitmemeli, - gerçekliğin gelişimine ortam yaratmalıdır. Bu açıdan gelecek yılda şehircilik ve mimarlıkla ilgili mevzuatta değişikliklerin yapılması beklenmektedir.”



Kültür komitesi başkan yardımcısı Günay Efendiyeva , gelecek yıl BM Dünya Şehircilik Forumu'nun XIII. oturumu Bakü şehrinde düzenlenecektir. Bu, dünya çapında şehirlerin geleceğinin tartışıldığı, fikirlerin, konseptlerin ve stratejik vizyonların şekillendiği devasa  platformlardan biridir. 

“Forumun ülkemizde gerçekleştirilmesiyle başkentimiz küresel şehircilik diyalogunun önemli bir adresi haline gelecektir. Bu, ilk olarak Azerbaycan'ın şehircilik kültürünün dünya düzeyinde yüksek değerlendirilmesidir ve diğer yandan ülkemizin uluslararası alandaki itibarının, güncel ve önemli süreçlerin aktif katılımcısı olarak artan rolünün bir kez daha teyididir.”

Aynı zamanda düşünüyorum ki, biz “Şehircilik ve Mimarlık Yılı”nın arkasında yatan derin manevi içeriği doğru bir şekilde idrak etmeyi başarmalıyız:

“Kültür bütünüyle toplumun ortak servetidir, şehircilik ve mimarlık da aynı derecede herkese aittir. Çünkü, şehir kültürü ve mimarlık, ilk olarak ülkemize ve halkımıza ait olan milli kültürel mirasın ayrılmaz bir parçasıdır. Bu, insanın yaşadığı mekanla kurduğu manevi ilişkidir, günlük hayatımızın bir parçasıdır, tarihi hafızamızın estetik ifadesidir.

Bakın, XIX. yüzyılda Karabağ Hanlığı'nın son hanı Mehdigulu Han Cavanşir'in kızı, seçkin şaire Hurşidbanu Natevan, büyüyüp yetiştiği doğduğu Şuşa'nın imarını kendi manevi borcu sayıyordu, şehre çeşmeler çektiriyor, köprüler, yollar inşa ettiriyor, okullar, camiler yaptırıyordu.” 

Günay Efendiyeva, XXI. yüzyılda devletin faaliyetlerinde bu değerlerin devamını hissettiğimizi belirtmiştir:

“Azerbaycan Cumhurbaşkanı'nın liderliğinde devletimiz tarafından azat edilmiş Şuşa'da ve bütünüyle Karabağ bölgesinde, yıllar boyu yıkımlara maruz kalmış şehir ve köylerimizde geniş çaplı restorasyon-inşaat çalışmaları yürütülmekte, tarihi mimari anıtlarımıza  yeniden hayat verilmektedir. Şehirlerimiz uluslararası düzeyde dünya şehirlerine dönüşmektedir.
“Düşünüyorum ki, şehirler de aslında bir canlı organizma gibidir. Yani, milli kimliği yaşatan, zamanlar arasında köprü kuran canlı bir organizmadır. Bununla ilgili olarak, her birimizin atabileceği çok önemli adımlardan biri ilk olarak kendi sorumluluğumuzu idrak etmektir. Tarihimiz karşısında, devletimiz karşısında, yaşadığımız dönem karşısında ve gelecek nesiller karşısında. Verdiğimiz her bir kararın, inşaattan tutmuş günlük davranışa dek genel şehir ruhuna etki ettiğini anlamamız son derece önemlidir. Düşünüyorum ki, bu tür bir yaklaşım, mimarlık ve şehir  kültürünün, bütünüyle milli kültürümüzün en yüce aşamasına götüren yollardan biridir”- diye milletvekili sonda belirtmiştir.

Whatsapp
Bizə yazın!
Keçid et
Putin Azərbaycanın düşmənlərinə orden verdi