Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan Tiflis'te düzenlenen forumda bildirdi ki, yakın gelecekte Azerbaycan ve Türkiye ile ilişkileri birleştiren hatlar inşa edilecek. Paşinyan'ın sözlerine göre, Ermenistan topraklarından Azerbaycan'ın ana kısmından Nahçıvan'a, ayrıca Azerbaycan-Ermenistan-Türkiye güzergahı üzerinden boru hatları ve elektrik hatları çekilecek.
Konuyla ilgili Modern.az'a yaptığı açıklamada Milli Meclis milletvekili, Batı Azerbaycan Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Elekberli bildirdi ki, o, birçoklarından farklı olarak, son zamanlarda bazı yapıcı adımlar attığı veya atmaya teşebbüs ettiği için, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ı alkışlama niyetinde değil:
“Paşinyan, iktidarının ilk yıllarında Azerbaycan topraklarının Ermenistan tarafından defalarca ateşe maruz kaldığı Paşinyan'dır. Şuşa'da yallı oynayarak Azerbaycan'a gözdağı veriyordu ve nihayet, onun emriyle 12 Temmuz 2020 tarihinde Ermenistan ordusu Tovuz istikametinde Azerbaycan'ın devlet sınırını ihlal etti, bu da kanlı çatışmalara neden oldu. Sadece, güçleri yetmedi ve geri püskürtüldüler. 27 Eylül 2020'de yeniden Azerbaycan'a saldırdılar ve 44 günlük Vatan Savaşı başladı. İşgal altındaki topraklarımızı düşmandan kurtarmak için ne çok ne az, tam 3 bin şehit verdik. Şimdi ne oldu, Paşinyan değişip melek mi oldu?! Hayır, Paşinyan yine aynı Paşinyan'dır. Fark şudur ki, artık Paşinyan ve taraftarları Azerbaycan'ın güçlü bir devlet olduğunu, güçlü bir Cumhurbaşkanı olduğunu idrak ediyor. Ermenistan'ın Azerbaycan'la ve onun Cumhurbaşkanı'yla hesaplaşmaktan başka yolu yoktur. Düşmanlık yolu Ermenistan devletinin varlığını soru altında bırakabilir. Bu yüzden 29,8 bin kilometrekarelik alana sahip Ermenistan haritasının maketini başının üstüne kaldırarak halkını ellerinde olan toprakları kurtarmaya çağırıyor, şimdi de bu istikamette gerçek adımlar atmaya çalışıyor. Elbette, yakında Azerbaycan ve Türkiye ile ilişkileri birleştiren hatlar inşa edilecek. Bu, Ermenistan'ın da yararınadır”.
A. Elekberli vurguladı ki, Batı Azerbaycan Topluluğu olarak, Azerbaycan ve Ermenistan liderlerinin çatışmanın çözümü yönündeki girişim ve adımlarını alkışlıyorlar:
“Ülkeler arasındaki barışın Ermeni ve Azerbaycan halkları arasındaki ilişkilerin normalleşmesine yardımcı olacağına da ümitliyiz. Şüphesiz ki, bu, acı verici bir süreçtir; ortada doğduğu topraklardan sürülmüş, on yıllar boyunca sayısız meşakkatler yaşamış yüz binlerce mülteci-göçmen var, 20 binden fazla şehidimiz, on binlerce engellimiz var, bunlar üç günde, beş günde unutulacak şeyler değil. Üstelik, son tehcir sırasında ata-baba ocağından vahşice kovulmuş 500 bine yakın Batı Azerbaycan mültecisi ve onların evlatları var. Henüz ben 1918-1920 yılları soykırımını, 1948-1953 yılları tehcir kurbanlarını, onların varislerini söylemiyorum. Hiç Ermenistan'da onların sayısı kadar Ermeni yok. Üstelik, Ermeniler o coğrafyadan sadece insanları kovmakla kalmamışlar, onların kültürel mirasına, o cümleden mezarlıklarına, camilerine, tüm izlerine karşı faşistçe davranmışlar, yeryüzünden silmişler. Merak ediliyor, tüm bunlara ne cevap verecekler?
Soru doğuyor: peki Ermenistan ve Ermeniler ne yapmalı? Cevap somuttur: Azerbaycan'ın tüm şartlarını kayıtsız şartsız kabul etmeli, Azerbaycan devletinden ve Azerbaycan halkından özür dilemeli, insanlara, onların mallarına verdikleri zarara göre tazminat ödemeli, mültecilerin Batı Azerbaycan'daki doğdukları köylerine, evlerine barışçıl yolla dönüşünü yüksek seviyede temin etmelidirler. Devletlerimiz ve halklarımız arasındaki barışın sürdürülebilirliği insanlarımızın bir arada yaşamasından, bir arada yaşamamız ise mültecilerimizin doğdukları yurtlarına dönüşünden geçiyor”.
